Yaşımız daha bu sözü söylemek için çok erken ama zamanı hızla tükettiğimiz gibi sanatı da tükettik. Eskisi gibi oturup tiyatro izleyebileceğimiz sahne yok denecek kadar az. Bir Antalya Devlet Tiyatromuz var, bir de bir iki belediyenin sahnesi. Ama yazıktır ki artık kalmadı, o sahnelerin de tadı…

 

Şehir tiyatrosu, belediye tiyatrosu diye yaşatmaya çalıştığımız sahneler partilerin ya da ailelerin çiftliğine dönmüş…

 

Döşemealtı, Kepez ve Antalya…

 

DöşemealtıBelediyesi, ekonomik nedenlerle tiyatronun kapatıldığını açıkladı. Belki sadece 3 yıllık geçmişi vardı ama Döşemealtı’nda bir ilkti…

 

O da bitti…

 

Ardından Kepez’den fısıltılar geldi. Tiyatro gidiyor, gitti diye. Ve o da bu sezon ‘perde’ diyemedi, bildiğim kadarıyla…

 

Genel sanat yönetmeninin değişeceği söylenen ve yoluna devam edeceği açıklanan tiyatrodan ses yok…

 

Gelelim Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Karaalioğlu Parkı’ndaki o küçücük beyaz binadaki günlerinden geldiği noktaya…

 

Hatırlıyorum da 20 yıl önce daha başarılıydı belediye tiyatrosu, hatta 10 yıl öncesine kadar. Ama son dönemlerde ne ses ne soluk çıktı…

 

Hatta aynı oyunlar evir, çevir sahnele oldu. Onlar kentten koptu, kent onlardan…

 

Ve yönetim değişikliği sonrası açıklandı ki ciddi sıkıntılar yaşanmış. Bu sıkıntıların en büyüğü elbette kamu zararı…

 

Her ay ücretini tıkır tıkır alanlar, sahne diyememiş yeterince…

 

Antalya Şehir Tiyatrosu olarak bugüne gelen tiyatroda ekiple tamamen sözleşmeler fesh edildi. Protestolar, eylemler yapıldı…

 

Belediye başkanı da açıkladı...

 

Son üç yılda 7 milyon Türk Lirası’na yakın bir bütçesi olan tiyatro, yeni bir oyun sergileyememiş. Sürekli eski oyunlarla sahne denilmiş. Bunu zaten hepimiz de biliyorduk…

 

Peki şimdi ne olacak…

 

Takipteyiz. Hem Antalya Şehir Tiyatrosu’nun eski başarılı dönemine dönüp dönemeyeceğini hem de diğer belediye tiyatrolarının harekete geçip geçmeyeceğini takip edeceğiz…

 

Koskoca Antalya’da sahneler çoğalmalı ve kalitesi artmalı. Birilerinin ya da bir ailenin çıkarlarına terk edilmemeli sahneler…

 

Televizyon ve dizilerin giderek sıradanlaştığı bir ortamda sanata ve sahnelere daha çok zaman ve bütçe ayrılmalı…

 

Ama diyeceksiniz ki hayatımız tiyatro…

 

O da doğru…