Ağaca, kadına, çocuğa, insana, Atasına, Cumhuriyetine, dağına, taşına düşman bir zihniyet her yeri sardı. Yetişemiyor, insan. Sağımız solumuz talan, şiddet, cinayet…
Dünyanın en güzel coğrafyalarından Antalyamızda da aynı. Bir
yanda istismar, taciz, tecavüz, cinayet. Diğer yanda talan, Cumhuriyet ve
kazanımlarına saldırı…
Kaş’tan Gazipaşa’ya
gün geçmiyor ki bir yerlerde tadilatlarla ormanlar, tarım alanları, parklar hiç
edilmesin…
Spor alanları akaryakıt istasyonu olmasın…
Taş, maden, mermer
ocakları için dağlarımız lime lime doğranmasın…
İbradı’dan bir çığlık geldi dün yine. Mahkeme kararına
rağmen sedir ormanları katledilip ocak açılacakmış…
İzin çıkmış…
İnanasımız gelmiyor
ama acı tecrübeler de yok değil hani. Mahkeme kararıyla haklılığımız
tescillenmesine rağmen bu memlekette su kaynakları üzerine, tarım alanlarına
kurulmadı mı ruhsatsız enerji çevrim santrali…
Kaç HES, mahkeme kararına rağmen kıydı, güzelim doğamıza…
Şimdi de sıra İbradımızda mı…
Yapmayın…
Kıymayın…
Bir de artı sadece
ormanlara, sulara kıyılmıyor. Okul bahçelerine kadar girdi kıyım. İşte bugün
haberimize konu bir okul. Muratpaşa’daki okulun bahçesindeki ağaçlar doğranmış
adeta…
Tam da okulların açılmasına kısa süre kala…
Çocukların hayati tehlikesi nedeniyle kesilmiş…
Sanki budama yapılamazmış gibi…
İşte bu zihniyet, aynı zihniyet…
Katliamcı zihniyet…
Ha ticari mantıkla doğayı katletmişsiniz, ha okul
bahçesindeki ağaçları. Ne fark eder ki…
Koruma kullanma dengesiyle ticareti alkışlıyoruz. Çünkü
üretim de istihdam da lazım…
Ama anlamadığımız katliam…
Yine ‘hayati tehlikeyi’ anlıyoruz. Ama hayati tehlike
gerekçesiyle tüm ağaçların kökten kesilmesini anlamıyoruz…
Yapmayın…
Kıymayın…