Kimine göre doğduğun, kimine göre doyduğun, kimine göre özlemini çektiğin yer memleket. Benim için ülkemin her yeri memleket. Memleketin her yeri bizim. Her yeri bizim olmakla birlikte gelecek nesillerin emaneti. O yüzden doğal, kültürel, tarihi değerlerimizi hem korumak hem de gelecek nesillere aktarabilmek mühim…


Elim yettiği, kolum uzandığı, sesim yetiştiği, kalemim değdiği ölçüde memleketin her yeri için ses olmaya, söz olmaya çalışıyorum. Ekibimizle tüm gayemiz de bu, zaten. Böyle de olmalı ayrıca. Bu bir lütuf değil, olması gereken. Ama günümüz koşullarında üç maymunu oynamak gazetecilik olunca, göremeyen, duymayan, konuşmayanların sayısı arttı…


Ama mühim olan nitelik. Niceliğe bakacak olursak, yandık zaten…


Gelelim Antalya’nın dağı, taşı, sahili için mücadele ederken, unutmadığımız, çığlığına her seferinde kulak verdiğimiz Salda Gölü’ne…


Burdur’un Yeşilova ilçesindeki eşsiz gölümüzün olduğu alanda Millet Bahçesi adıyla hayata geçirilmek istenilen projeyle müdahaleler başladı ki durdurabilene aşk olsun. Korona döneminde bile inşaat sürdü. Yargıyı zaten takmadıkları için dava dinlenmedi…


Sonuç o eşsiz sadece Mars’ta olan kumsalı kepçeyle, kamyonla, kürekle tahrip edildi. Bir yerlere taşınıp tepkiler sonrası tekrar getirildi…


Sonrası mı…


Atı alan Üsküdar’ı geçti, misali…


Sahile bungalovlar konuldu, konteynerlar bitti o eşsiz alanda…


Güya amaç, ‘korumaydı’. Ancak korumamak üzerine, tahrip etmek üzerine ilerledi herşey. Ve dün o eşsiz alandaki müdahale yerinde tespit için bilirkişi heyeti tarafından incelendi…


Davacı halk…


Davalı Çevre ve şehircilik Bakanlığı yetkilileri…


Avukatlar ve halk oradaydı. Öyle güzel dövizler hazırlanmış ki anlatamam…


Bayıldım...


En çok da ‘Göl, doğal. Bahçe, yapay’ dövizini sevdim…


Evet, bırakın artık yapay işlerle doğal yapıyı katletmekten…


Vazgeçin…


ASLA BAŞARAMAYACAKSINIZ!


Bana göre hiçbir şekilde affedilmemesi gereken bir konu da istismar ki şu günlerde yine af adı altında bu durum yasalaştırılıyor. Çocuk yaşta evliliklerin artışını sağlayacak bu düzenleme toplum açısından da vicdanlarıyla yaralayıcı bir durum…


Bu düzenleme meclisten geçmemeli…


Gerekirse avukatlar gibi Ankara’ya yürüyelim. Meclis’e gidelim ama bu düzenlemeyi geçirtmeyelim…


Çocuklarımızın geleceği açısından bu kaygı verici ve utanç verici düzenlemeyi mutlaka geri püskürtmeliyiz…


Bu konuda çok kıymetli Antalya milletvekillerinin görüşlerini de merak ediyoruz…


İki kelam etseler de bilsek…


Bu arada bu konuda kurulan platformu ve verilen mücadeleyi tebrik ediyorum. Yanlarındayım…


Tecavüzcülere affı asla geçiremeyeceksiniz…


Geçirmemelisiniz…