İşte böyle bir ortamda
çalışmak zorken, atılan her adımı birileri kendince yorumlayıp, sunacakken,
sunma ihtimali varken iktidarı muhalefeti herkes dikkatli olmak zorunda…
Belediye elbette hizmet yeri. Hizmetler yürüyecek, kararlar
alınacak, ihaleler yapılacak, tadilatlar olacak. Ama aciliyeti olmayan
hiçbirşeyi şu sıralar gündeme getirmeye gerek yok…
Kamusal konuların
zaten tartışması olmaz, oybirliğiyle tüm gruplardan da geçer. Ama akçeli işlere
gerek yok. Dün duyarlılık gösteren meclis, 22 gündemi İmar Komisyonu’na yeniden
gönderdi. Böylece bir tartışmanın önüne geçildi…
Ama yeniden gündeme gelirse ve acelece geçirilmeye
çalışılırsa atılan adımın hiçbir manası kalmaz. Değerleme artışı ile çıkarılan kanun gereği kamuya ödenmesi gereken
payın tahsili açısından atılmış bir adım olmakla kalır…
Bu da tadilatların geçeceği iddiasını doğrular…
Oysa kent vicdanının
tartıştığı sorguladığı, meclisi kulislerin içine çektiği konularda kent
vicdanına uymak gerek. Evet, Antalya’yı hep birlikte yıllardır koruduk,
kolladık. Ama o koruduğumuz kenti hançerlemeye gerek yok…
Dün de yazdım, bugün
de yineleyim; kent meclisleri, değerleme meclisi değil. İş insanlarının
gayrimenkullerini değerleme komisyonu hiç değil…
Plan da tadilat da kamusal yarar çerçevesinde yapılıyorsa,
yapılsın. Yoksa kanun ve mevzuatlara uymaya devam edelim…
Gelelim Başkan’ın yokluğunda yapılan saygısızlığa. Geçtiğimiz günlerde ‘onedio’da yapılan
paylaşımları Başkanvekilimiz Mehmet Hacıarifoğlu ile paylaştım. Herşeyi
göremezler ama takip etmesi gerekenler de sanıyorum zamanında olaya el
atamamış. Ki Gün Haber’de ve gazetemizde
çıkan haberler ve tepkiler üzerine Başkan Muhittin Böcek’e yapılan saygısızlık,
teknik hataya bağlanarak özür dilendi. Ardından da dün CHP Grup
Başkanvekili’nce yasal başvuruların yapıldığı söylendi…
Bu basit bir hata değil, o yüzden yasal takip önemliydi…
İnsanlık ölmüş de ağlayanı yok günlerindeyiz anlaşılan…
Tüm dileğimiz ve kentimizin de beklentisi Başkan’ın
sağlıcakla ayağa kalkıp, evine dönmesi…
Ardından da görevine…