Çevre, doğa, sağlıklı yaşam, üretim, tarım, hayvancılık vs bunlar sanıyorum ki bizim için ne kadar önemliyse birileri için de o kadar önemsiz hale gelmiş. Gelmiş ki bakın gözler köylere dikildi. Hoş ortada köy mü kaldı!
Geçtiğimiz aylarda
yazdığım Antalya gibi turizm kentlerinde yaylalara kadar uzanan bir beton aşkı,
kaçak sevdası var. Bu beton sevdasının sonu kendi mezarımızı derinleşmekten
öteye gitmiyor…
Doğanın yaptığımız tahribat karşısında can çekiştiği bir
ortamda tarımsal ve hayvansal üretimin odağındaki köylerimiz tehdit altında.
Hoş zaten ‘Bütünşehir Yasası’ olarak da anılan düzenlemeyle köylerimiz, köy
olmaktan çıkmıştı…
Kent yağmasının
köylere girmesi bugün değil esasen. Ama 11 Temmuz tarihli yönetmelik değişikliği
ile yeni boyut kazandı. Köy yerleşim alanı 3 katı artırıldı, genişledi. Yani 1
ev yerine, 3 ev düşünün…
Bir de bu köyü Doğu ve Güneydoğu ya da İç Anadolu köyü
olarak düşünmeyin sadece. Ege ya da Akdeniz bölgesinde turistik bir köy
düşünün. Şimdi yeniden değerlendirin olayı…
Tarım alanı, sit alanı, orman derken sıra köyümüzde. ‘Hadi gel köyümüze geri dönelim’ desek
dönemeyeceğiz bu gidişle…
Evet, maalesef…
Ama meslek odalarına binlerce kez teşekkür. Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi, 'Kırsal
alanlarımızı yok edecek olan yönetmelik değişikliğini yargıya taşıyoruz'
başlıklı bir açıklama ile geçen ay konuyu yargıya taşıdıklarını duyurdu…
Zaten onlar da olmazsa milletvekillerinden ses çıkmıyor. Ses
çıksa sadece ses olarak kalıyor. Eyleme geçmiyor. Dava ve yargı mücadelesi yok
denecek kadar az…
Hepsi neredeyse hukukçu olan Antalyalı milletvekillerine
şaşıyorum. Hangisi görev sürelerinde ya da yaşamları boyunca kamusal bir konuda
bir yargı mücadelesi vermiş…
Yok…
Hukukçu olmaya da
gerek yok esasen. Misal şahsım onlarca dava açtım ve kazandım. Pek çoğunu da
meslek odalarımızla açtım. Ama benim şansım kendini kamuya adayan hukukçu
yoldaşım, ağabeyim Abit Küçükarslan…
İyi bir ekip olduk…
Abit Abi, ben ve meslek odaları fena işler başarmıyoruz…
Vekiller görmüyor, duymuyor hala ama olsun…
Mücadelemiz Antalya için…
Koltuk için değil…
Bu arada Saadet
Partisi Antalya il Başkanlığı’nı da tebrik ediyorum. Enikonu köylerin işgalini
masaya yatırdılar…
Teşekkürler…