Antalya’nın simge yapılarından, tarihi ve kültürel yapılarından biridir, Kaleiçi’ndeki Kesik Minare. 1896’da geçirdiği yangında büyük zarar gören yapı, o günden bugüne restore edilmeyi beklerken, şimdi o adım atılıyor. Öncelikle tarihi değerimize sahip çıkmak ve insanlığın hizmetine sunmak çok önemli ve anlamlı bir tavırdır, buna katkı koyan başta Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nu kutluyorum…

Selçuklu’nun fethine kadar kilise olan, sonra camiye çevrilen Kesik Minare’yi ayağı kaldırırken, bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Arkeolog, tarihçi, sanatçı değilim. Az çok okuyan, araştıran, sorgulayan ve gören sade bir vatandaş olarak beklentinin de ihtiyacın da cami olmadığını biliyorum…

Bölgede yaklaşık 9 cami varken, bu tarihi mirasımızı müze olarak hizmete açmak en anlamlı yatırımdır…

Maksadımızın turizme hizmet olduğunu düşünürsek en güzel hizmet bu olacaktır. Cami konusunda bu bölgede böyle bir ihtiyaç yok ki zaten bölgenin nüfus rakamlarını da gördüğümüzde orada ibadet edecek vatandaşın da zor bulunacağını kanısındayım…

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, bugün Cuma namazı sonrasında burada yapılacak törene katılacak. İlk taş koyulacak. Törende eminim ne kadar doğru ve anlamlı bir iş yapıldığını da kaydedecek. Hatta Cumhuriyet’in ilanının yıldönümünde camin açılacağını duyuracak…

Ancak zamanında Antalya Kent Konseyi’nce rapor hazırlanan, açıklamalar yapılan ve cami projesi yarıya taşınan Kesik Minare’yi aslına uygun inşa etmeyi anlıyorum da camide ısrar edilmesini anlamıyorum…

Tarihi bir yapının ki Antalya gibi yerli, yabancı yoğun misafir ağırlayan bir ilde, tarihi kentin göbeğinde camiye çevrilmesi yerine kapsamlı bir müzeye dönüştürülmesi, açık hava müze olması daha güzel diye düşünüyorum…

Bakın Prof. Dr. Nevzat Çevik’in de bundan 5 yıl önce yaptığı değerlendirme şöyle…

"Baktığınız zaman Kesik Minare, kentin tarihi kadar eski bir yapı. Her dönemi temsil eden böyle bir yapı başka yerde yok. Her inanca ev sahipliği yapmış. Binlerce yıl ibadethane olarak kullanılmış. Kesik Minare'nin bir açık hava müzesi olması konusunda proje hazırlandı ancak daha sonra buranın camiye çevrilmesi kararlaştırıldı biliyorsunuz. Ancak bu bölgede cami bir ihtiyaç değil. Ayrıca yapıyı camiye çevirmek de mümkün değil zaten. Hangi kalıntıyı camiye çevireceksiniz? Alanın müze olmasını istedik. Başta Mimarlar Odası olmak üzere kentteki sivil toplum örgütlerinin çabalarıyla bu mücadele kazanıldı. Yani her şey aslında bize bağlı."

Ama şimdi de Danıştay’ın ‘aslına uygun restorasyon’ kararı olduğundan yola çıkılarak cami yapıyoruz…

Elbette yargı kararları başımızın üzerine…

Ama aslına uygun restorasyon yapılınca cami olarak açılması gerekmiyor…

Müze, kent dinamiklerince ortaklaşılan bir fikirdir ki doğrusunun da bu olacağı inancındayız…

Gelin cami değil, müze olsun…

#KesikMinareMüzeOlsun