Tabii mesele bakanla bitmiyor. Sistem değişti. Bakan, milletvekili vs çok etkili ve yetkili değil. Simgesel makamlara dönüştü. Tek yetkili, başkan, cumhurbaşkanı. O yüzden iyi niyetli arkadaşların peşin sevinmelerinin kısa sürüşüne şaşırmadım…

Yeni eğitim-öğretim dolayısıyla öne çıkan sorunlar ve tartışmalar yumağına değinmek farz oldu. Hepimizin çocukları sistemin kreş, anasınıfı, ilkokul, ortaokul vs bir yerinde. Olmasa da memleketimizin çocukları, bizim çocuklarımız. Ki geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitimi, her şeyden önemli…

Ama sistem yok…

Milli Eğitim Bakanı bile şaşkın bence. Yapacağı ne var! Zaten raydan çıkmış yapı. Üstelik laik-bilimsel eğitimden bilinçli bir uzaklaşma var…

E, o zaman daha çok tartışırız harem-selamlık eğitimi…

Zorunlu hale getirilen seçmeli din derslerini…

Sınavlarda artan din puanlarının etkisini…

Diploması artan ama entelektüel yapısı sınıfta kalan gençliğimizi…

Sınavlarımızı…

Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk’ümüzün kitaplardan çıkarılışını…

Andımız’ın kaldırılışını…

Atatürk köşelerinin yerini alan 15 Temmuz köşelerini…

Kızların etek boyunu…

Tişört uzunluğunu…

Öğrenci-öğretmen yaklaşma mesafesi…

Vs…

Dünya uzaya çıkıyor. Biz hala yaya…

Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı aydınlık yoldan uzaklaşalı böyle olduk…

Köy Enstitüleri’ni kapattığımız için bu durumdayız…

İlim, bilim ve fenden uzaklaştığımız için böyleyiz…

Bu bilinçli yapılıyor…

Bilinçlenen, eğitim ve kültürüyle yükselen milletleri etki altına almak elbet kolay olmaz…

Ama inanıyorum bu böyle gitmeyecek…

Her karanlığın bir aydınlığı vardı…

Hala bir ışık var…

Doğruyu bulacağız…

Çünkü biz küllerinden doğan bir milletiz…

Kolay pes etmeyiz…