Paranın da herşeyi satın alamadığını anlamamız gereken ama anlamadığımızın ortada olduğu günlerden geçiyoruz. Pandemiyle mücadele eden dünyada en önemli şey şuan süreci en az kayıpla atlatmak…
Günlerdir ölüyoruz. Hem halk hem de sağlık çalışanları mücadelede hayatını kaybediyor. Aralıksız hizmet sunan kamu çalışanları, belediye personeli, kolluk güçleri, basın vs herkes tehdit altında…
Sürekli tedbir diyoruz…
Uyarıyoruz, öneriyoruz, aman dikkat diyoruz…
Bazen halk bazen
yetkililer salıveriyor ipleri. İşte salıvermede de olan oluyor…
Açılan kapılar, gelen uçaklar kime yaradı şimdi? Kontrolü elden bırakmadan yürütülemedi süreç. Sonuçta da olan herkese oldu…
Hastanelerde yatak
bulunamıyor. Mart’ta vaka sayısı 100’lerde olan Antalya şuan durum ürkütüyor.
Günlük vaka sayısı 500’e dayandı…
Resmi rakamlara göre izlenen hasta sayısı 4 bin 500 civarı…
Ve sağlıkçılar çok yoruldu. Görev yüklerinden çok yalnız bırakılmaktan, özlük haklarının iyileştirilmemesinden, hırpalanmaktan…
Canları pahasına
yaptıkları mesleklerini severek icra etmek isterlerken, ekip, ekipman
eksikliğiyle ve hakaretlerle karşı karşıyalar…
İhanetle suçlanıp, birliklerinin kapatılmasıyla tehdit ediliyor…
Keşke aynı siyasiler
cemaatler için de tarikatlar için de ‘kapatılsın’ diyebilse…
Yazık…
Sağlıkçılarımızın morale
ihtiyacı var. Yanlarında olmak varken, hükümet kanadından saldırmak bir tercih
ama söyleyelim ki hoş değil…
Bardağı taşırmanın manası yok…
Yetişmiş sağlık personelimizi, cansiperane çalışan doktorlarımızı, temizlikçisinden teknisyenine hizmet veren kadrolarını kutlamak varken, yermek ancak bize özgü olsa gerek…
Bırakalım çatışmayı da dinleyelim onları…
Eksikleri giderelim…
Şeffaf olalım…
Yaklaşık 8 bin can verdik…
300 Bini buldu hastalananların sayısı…
Zaman bir olma, sorun
çözme, eksik giderme ve tüm yetişmiş gücümüzle mücadele zamanı…
Hala anlamadınız ama paranın satın alamadığı şeyler var…
Sağlıklı günler…