Küresel ısınmanın etkilerinin hat safhaya çıktığı bir dönemde ekolojik dengenin ucu kaçtı. İnsan oğlu olarak verdiğimiz zararlar hala görmeye niyetimiz yok. Muş gibi yapıp geçiştiriyoruz. Tedbir, önlem ve müdahale de sıfır…

Sonrası mı…

Yağmur yağıyor, sel alıyor…

Kar yağıyor, don oluyor…

Yangın oluyor, kül oluyor…

İşte Elmalı…

Sürekli sel nedeniyle büyük maddi ve can kayıpları yaşayan ilimizin güzel ilçesini sel aldı…

Seralar, tarlalar, evler, işyerleri büyük zararda…

Halkın sel yataklarına, dere yataklarına ev açmasını, tarla açmasını önlemediğimiz sürece, planlı tarım ve yapılaşmayı gerçekleştiremediğimiz sürece, sel tehdidi olan yerlerde yeterli tedbiri almadığımız sürece işimiz zor…

İşte milyonlarca liralık zarar...

Tüm mahsül gitti…

Sonuç mu…

Bol bol geçmiş olsun mesajları…

Sırt sıvazlamalar…

Yaraların sarılacağı vaatleri…

Ne hikmetse o yaraların sarıldığını bir biz göremiyoruz…

Kör, sağır da değiliz ama iki battaniye, yemek, üç kuruş destek değil çözüm…

Onca çile ile ekilen, dikilen bağ, bahçe, sera, tarla heba edilmemeli…

Zaten borç harç ayakta durma mücadelesi veren üreticimiz yalnız bırakılmamalı…

Üretimden vazgeçilmemeli…

Gıda terörünün kol gezdiği bir ortamda sağlıklı üretim teşvik edilmeli…

Ve bir diğer önemli nokta…

Halkın can ve mal güvenliği hiçe sayılmamalı…

Tamam sel de olur…

Fırtına da…

Yangın da…

Ama yeterli önlem ve tedbirle zarar en aza inebilir…

Çizmelerini giyip bölgeye giden idarecilerimiz kızacak belki ama doğrusu bu…

Geçmiş olsun…

Bir daha olmasın…

Tüm derdimiz bu…