Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, kimilerine göre siyaset yapmakla suçlansa da olması gerekeni yapıyor. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyor. Göreve geldiğinden beri öyle…

 

Pandemi başladığından beri Başkan Çetin, ne olmalı ne gerekli anlattı durdu. Basına da siyasilere de etkili ve yetkili kurullara da.  

Başkan bununla yetinmedi, sosyal medyadan yazdı, çizdi. Biliyorum ki çok da eleştirildi, mevkidaşlarınca…

 

“Önlem” dedi, “seferberlik” dedi, “sektörel destek” dedi…

 

Antalya ve turizmin özel desteğe ihtiyacı olduğunda bilmem kaç kez altı çizili aktardı…

 

Komite komite raporlar çıkartıp ihtiyaç ve öncelikleri belirledi, talepleri dillendirdi…

 

Bugünün gelişini de ta o günlerden söyledi. Ve geldik pandeminin patladığı günlere. Şimdi ne olacak!

 

17 Günlük kapanmada hiçbir şey olmayacak. Herkes muafiyet için yolunu bulmuş. Doktor randevusu alanı da var, Çiftçi Belgesi alanı da…

 

Muafiyet kolunda işe başlayanı bile…

 

Kaldı ki desteksiz kapanma olmayacağına göre işine, gücüne gidecek gündelikçi. Yoksa pandemiden değil belki ama açlıktan ölecek insanlar…

 

Gelelim Başkan Çetin’in söylediklerine…

 

Nisan ayı meclisinin online buluşmasında her şeyi anlatmış. ‘Biz söylemiştik’ hatırlatması da yapmış. Şubat’ta söylemiştik diye de eklemiş ve ‘Geç kalındı’ demiş…

 

Doğruyu nerede söyleyeceğiz! Tabii ki zamanında ve yerinde. Başkan da öyle yapmış…

 

Ama maalesef kapanalım dediğinden aylar sonra geldi kapanma, üstelik de desteksiz…

 

Türk Tabipler Birliği, Antalya Tabip Odası da pandemiden beri söylemiyor mu ‘Kapanalım’ diye…

 

Ama “onlar terörist, onlar bölücü”…

 

O zaman “alimleri” dinleyelim…

 

“Sigarayı yasaklayalım, içkiyi yasaklayalım”…

 

Çünkü anlaşılan o ki kapanmadan anlaşılan barı kapat, restoranı kapat, eğlence mekanlarını kapat…

Vah güzel ülkem, güzel Antalyam…

 

Hiç mi Antalyalı vekiller Ankara’yı uyarmıyor…

 

Ortadoğu’ya her geçen gün yaklaşıyoruz…

 

Tebrikler…