Kısa adı ALİM olan Antalya İlim ve Kültür Derneği varmış. Antalya’da üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu Kepez’in Kültür Mahallesi’nde dört katlı bir yurtları mevcutmuş. Bunca yıldır bilirim Kültür’ü ve bölgeyi ki çocukluğum orada geçti. İlk kez duydum adını…


Bugün gelen acı habere göre o yurtta katliam oldu. Buna cinayet falan denilemez…


“Okul öncesi ve yükseköğretim dahil eğitim sisteminin her kademesinde ve sonrasında ülkesine ve milletine bağlı, milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerlere sahip üstün vasıflı bir gençlik yetiştirmek” amacındaki sözde ALİM’in yurdunda kalan 18 yaşındaki bilgisayar mühendisliği öğrencisi satırla katledildi…


Neymiş, “Deccalmiş”…


Asıl deccal, onu katleden sözde yurt aşçısı…


18 Yaşındaki bir genci katletmek hangi gerekçeyle aklanabilir ki! Satırla baş kesmek, ortaçağın karanlık zihniyetinden başka ne olabilir ki…


Çok öfkeli ve sinirliyim…


Hani şu 7 yıldır toplanmayan Eğitim Şurası’ndaki gerici karar ertesinde yaşanan bu ibretlik olay, kaygılarımızı ne kadar haklı çıkardı ortada…


Dinci derneğin yurdunda yaşanan olay sonrası yapılması gereken belli…


Memleketi yobazlara, cemaatlere teslim eden zihniyet, bir ders çıkarır mı sanmam. Ama sadece ders çıkarması gereken memleketi yobazlara teslim edenler değil, seyredenler de…


Bu derneklerin daha büyük yurt açması için kalkan ellere, verilen izinlere ne olacak?


Kermes açtıranlara, ruhsat verenlere…


Lütfen artık hep birlikte dur diyelim…


Yapan, göz yuman, seyreden, destek olan herkes günah çıkarsın…


Dur desin bu işlere…


Devlet ve yerel yönetimler yeter bize…


Cemaatlere teslim edilemez Türk gençliği…


Memleketin geleceği olan gençlerimizi yetiştirmek devletin görevidir. Adı dernek, vakıf, cemiyet olan dini grup, cemaatlerin arka bahçesi kurumlar hiçbir dönemde bu memlekete fayda getirmemiştir…


Yakın geçmişimizde yaşananlardan ders alınmadığı ortada…


Devrim şehidimiz Uğur Mumcu, 1993 yılında “Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” dememiş miydi?


Katledilen kıymetli Hocam Ahmet Taner Kışlalı, 17 Ekim 1999’da Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “Tanrı’yı kim kullanır?” başlıklı yazısında laiklik, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk karşıtı faaliyetlere ve Fethullah Gülen tehlikesine dikkat çekmemiş miydi?


Daha ne kadar aydın, genç katledilecek…


Yeter…


Işıklar içinde uyu sevgili yavrum…