Hepimiz lafa gelince en iyi Antalyalıyız. Burada doğan da doğmayan da ekmeğini yiyip, suyunu içen herkesin Antalyalı olduğu gerçeğinden hareketle evet Antalyalıyız...

Ama bu kente ne kadar sahip çıkıyoruz…

Yönetimlerinde olanı da sadece vatandaşı da tüccarı da fabrikatörü de turizmcisi de hep birlikte başımızı, elimizin arasına koyup düşünelim…

Takımımıza sahip çıkmıyoruz. Hepimiz çocuklarımıza Antalyaspor sevgisini aşılamamız gerekirken, kenar çekiliyoruz…

Yerel basınımıza sırt çeviriyor, burun kıvırıyoruz. Okumuyoruz, ilan ve reklam desteği vermiyoruz. Ama başımız derde girince ‘koş’ diyoruz…

Doğamıza, tarihimize, kültürümüze ne olmuş umurumuzda değil…

Sahi hepimiz Antalyalıyız değil mi? Haydi seçim yaklaştı birlikte maçlara gidelim, fotoğraflar çektirelim, eylemler yapıp talana, yalana dur diyelim…

Gülmeyin mevcut tablonun analizi budur. Siz bu tabloda sahip çıkanlar kısmında yer alıyorsanız ne mutlu…

Yoksa çok acı…

Bakın dün haberlere konu olan ve içimi acıtan ayıbımız…

Burnumuzun dibindeki Perge Antik Kenti'nin ayağa kaldırılması için başlatılan sponsorluk kampanyasına destek çıkmamış…

Üstelik vergi iadesinde kullanılabilecek bir sponsorluk…

Aranan bedel ne kadar?

880 bin TL…

Bu kentte 880 bin TL’yi tarihimize bahşedecek, feda edecek kimse yok mu? Kaldı ki aslında feda da değil, vergi iadesinde kullanılacak…

Bu arada sponsorluk çağrısı yapılarak duyarlılık yaratma çabası güzel ama taşınmaz kültür varlıkları için Antalya Valiliği bünyesinde toplanan ve belediyelerden alınan katkı paylarından da bu restorasyon yapılamaz mı…

Neyse büyüklerimiz işin doğrusunu bilir…

Ama bu ayıbı biran önce kapatalım…

Turizmin amiral gemisi olan bir kentte tarihe yapılan büyük ayıptır…

Tabii tek ayıbımız bu değil maalesef. SİT alanlarına açılan ya da açılmak istenilen ocaklar da başka bir boyutu işin…

Bu konuda da bir ayağa kalkmak lazım. Valimiz de vatandaşlarımız da STK’larımız da buna izin vermemeli…

Sözkonusu Antalyaysa, gerisi teferruat olmalı…

Öyle değil mi?