Etrafımda kanser hastası, KOAH, şeker, tansiyon, kalp hastası, engelli vatandaşlar var. Hiçbiri Sağlık Bakanlığı’nın e-nabız sisteminde ‘Risk grubu’na giremedi. Zaten gelecek aşı miktarı göre de girmesi muhtemel değil…

 

Üzüntüm ne kendim için ne sadece ailem için. Üzüntüm, halk için. Binlerce hatta on binlerce kronik rahatsızlığı olan, risk gurubunda insan var. Halkı, fırtına gibi gelecek kış hastalıkları ile birlikte ölüme terk etmeye kimin, ne hakkı var!

 

Her yıl binlerce insan pandemi yokken bile yoğun bakıma düşerken, bu yıl bu durumun göz önüne alınıp daha fazla sayıda grip aşısı alınması gerekmiyor muydu?

 

Sadece bu ülkede torpillilerin mi yaşam hakkı var? Yaşamak için, ayakta kalmak için belli bir görüşe mensup mu olmak gerekiyor? Tıpkı PCR testi gibi birileri her gün teste ulaşırken, halk ihtiyacı olduğu halde ulaşamayacak mı?

 

Sağlık da mı erişilemez, ulaşamaz oldu!

 

İsyan etmek geliyor içimden. Kanser hastası dostlarım için, Konyaaltı’ndan Doğan Bey için, Aksu’dan Hasan Kaya için…

 

Gazeteci dost Tanju’nun pıtırcığı, muhteşem kız Şevval için…

 

Aşı olmaları için onlarca neden var…

 

Hatta olmamaları için sebep yok…

 

Ama risk grubunda değiller…

 

Açıklayın o zaman risk gruplarını…

 

Biliyorum onlarca gerekçe sayıyorsunuz ama inanmıyoruz. Çünkü gerçeği yaşıyoruz. Evimizde, komşumuzda, mahallemizde…

 

Yaşam, en kutsal ve dokunulmaz insan hakkıdır. Yaşamımızı korumak, sağlığımızı temin etmek de devletimizin görevi…

 

Yoksa devletimiz bu görevden istifa mı etti?

 

Fedakarca çalışan sağlıkçılar, risk grubunda değil…

 

Yaşlı ve kronik rahatsızlığı olanlar değil…

 

Genç, birkaç kronik rahatsızlığı olanlar değil…

 

Çocuk, kronik rahatsızlığı olanlar değil…

Anlaşılan tek kriter olacak…

 

Makam, mevki, aidiyet…

 

Yazıklar olsun böyle sisteme…

 

Nüfusunun sadece yüzde 1’ine yaşam hakkı tanıyan bir anlayışa sanıyorum en güzel cevap halktan gelecektir…

 

Tabii ilk fırsatta…

 

Heyecanla sandığa gideceğimiz günü bekliyoruz…