Türkiye Ormancılar Derneği’nce hazırlanan raporda, Kumluca ve Adrasan’daki orman yangınlarını söndürmek için harcanan paranın ihmal, kötü organizasyon ve müdahale ekibinin tecrübesizliği nedeniyle ABD’de yangın söndürme için harcanan paranın iki katından bile fazla olduğu öne sürüldü..Raporda ‘talimat yok’ diye yangına müdahale edilmediği iddia edildi.
Türkiye Ormancılar Derneği(TOD) 24 Haziran’da başlayıp, ancak üçüncü günde söndürülebilen Kuluca ve Adrasan orman yangınlarıyla ilgili çok çarpıcı bir rapor hazırladı. Raporda Kumluca ve Adrasan’daki orman yangınlarını söndürmek için harcanan paranın ihmal, kötü organizasyon ve müdahale ekibinin tecrübesizliği nedeniyle ABD’de yangın söndürme için harcanan paranın iki katından bile fazla olduğu öne sürüldü..
ARAZÖZLER BOŞ BEKLEDİ HELİKOPTER ÇALIŞTIRILDI
Türkiye Ormancılar Derneği’nce açıklananraporda, yanan yaklaşık 1000-1200 hektar alan için söndürme maliyetinin hektar başına 3 bin 700 lira olarak hesaplandığı bildirilerek şöyle dendi: “Bu çok yüksek bir maliyettir ve organizasyon, koordinasyon konusunun önemini ortaya koyar. Bir karşılaştırma olarak, 1988 yılı Yellowstone Milli Parkı yangınında (yaklaşık 320 000 ha) yangın söndürme maliyetinin, 2016 fiyatlarıyla, yaklaşık 1 800 (600 USD) TT/ha civarında olduğunu belirtmek gerekir. Görüldüğü gibi yangın söndürme maliyetimiz ABD’dekinin iki mislinden daha yüksek bir maliyettir.”
YANGININ MALİYETİ KAMUOYUNA AÇIKLANMALI
Yangın kontrol altına alındıktan sonra yapılan soğutma çalışmalarında arazözler yol kenarında park halinde bekletilirken gereksiz yere helikopterlerin çalıştırıldığı ifade edilen Türkiye Ormancılar Derneği’nin(TOD)raporunda, “Yeniden yangına neden olma olasılığı hiç olmayan tüten noktalara, helikopterlerle denizden alınan suyun atılmakta olduğu gözlenmiştir. Helikopterlerin 1 saatlik uçuş maliyeti 15 bin TL (5 000 USD) civarındadır. Yangın sayısı ve yanan alan miktarını ölçü alarak Avrupa ve hatta dünyanın en başarılı ülkesi olduğumuzu iddia eden Orman Genel Müdürlüğü’nün, yangın söndürme maliyetlerini de kamuoyu ile paylaşması ve dünya ülkeleri ile karşılaştırması zamanı gelmiştir” denildi..
BAKANLIK YANLIŞ BİLGİ VERDİ
Türkiye Ormancılar Derneği heyeti, Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkililerinin 350 hektar olarak açıkladığı yanan bölge miktarının yaklaşık 1000-1200 hektar olduğunu kaydetti. Bu rakamın verilen resmi rakamın 3 katından bile fazla olduğuna dikkat çekilen raporda “Orman yangınlarıyla mücadele bir mühendislik alanıdır ve mühendisler ölçme ve tahminde yetkin olmak durumundadırlar. En az 1000 hektarlık bir yangını 350 hektar olarak tahmin edip kamuoyuna duyurmak mühendislik nosyonu ile açıklanamaz. Aradan geçen uzunca bir zamana karşın çok hatalı olduğu apaçık tahminin düzeltilmemiş olması devlet kurumu güvenirliliğine olduğu kadar mühendislik etiğine de aykırıdır. Bu yangın özelinde Orman ve Su İşleri Bakanı’na bürokratları tarafından yanlış bilgi verildiği algısı ortaya çıkmıştır. Orman Genel Müdürlüğü yangınlarla ilgili (çıkış nedeni, etki alanı, vb.) gerçek bilgileri, en azından spekülasyonları önlemek amacıyla, gecikmeden kamuoyu ile paylaşma geleneğini yaşatmalıdır"”görüşüne yer verildi.
“TALİMAT YOK” DİYE YANGINA MÜDAHALE EDİLMEDİ İDDİASI
Raporda, Kumluca yangın alanında 17 evin yandığı, yaklaşık 200 dekar sera ve 300 dekar bahçenin (nar, zeytin, narenciye) zarar gördüğü, 60 büyük ve küçük baş hayvanın ise telef olduğu bildirildi. Ayrıca yangın sebebiyle, sulamada kullanılan su havuzları, su pompaları ve sulama sistemleri tahrip olurken Adrasan’da ise yaklaşık 100 büyük ve küçük baş hayvan telef olduğu kaydedildi. Raporda ayrıca orman içi ve bitişiğindeki yollar, orman yolları, yağın emniyet yol ve şeritleri yağın sırsında da kolaylıkla okunup tanınabilecek nitelikte tabelalarla tanımlanma yapılmadığı için söndürme çalışmalarına katılan bir dozerin yandığı ifade edilen raporda, yangına müdahale ekibinin ihmali ve tecrübesizliğine dikkat çekildi.
BÖLGE HALKININ ŞİKAYETİNE KULAK VERİLMEDİ
Kamuoyunda büyük yankı yaratması beklenen raporda şu görüşlere de yer verildi ¨“Müdahalenin iyi planlanmadığı açıklıkla görülmüştür. Zor koşullarda çalışan yerel halk, işçi ve teknik elemanların su ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli aksamalar yaşanmış, oruçlu işçiler oruçlarını açamamışlardır. Başka işletmelerden gelen ekipler kiminle temasa geçeceklerini, ne yapacaklarını bilmeden beklemek zorunda kalmışlardır. Bazı ekiplerin hiçbir müdahalede bulunmadan geri döndükleri ifade edilmiştir. Panik havası içinde, gerçekçi tahminlerde bulunulamadığından gerekenin çok üzerinde ekip ve ekipman çağrılmış, bunlar zaten aksak olan koordinasyonu daha da karmaşık hale getirerek yangın söndürme çalışmalarını olumsuz yönde etkilemiştir. Başka işletmelerden gelen ekiplere yöreyi bilen deneyimli elaman desteği verilememesi koordinasyonu olduğu kadar etkinliği de olumsuz yönde etkilemiştir. Yerel halk talimat almadığını söyleyerek yanan evine bile müdahale etmeyen arazöz operatörlerinden şikayetçi olmuşlardır”(Haber Merkezi)