İlkbahar’da Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri yapılacak. Baharla tüm doğa kış uykusundan uyanır, umutlar tazelenir. Seçimlerde de umutlarımız tazelenmeli. Bunun için de seçmene büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Seçimlerde ülkemizin geleceğini seçmenlerin oyları belirleyecek. Hangi partiden olursa olsun siyasilerin ülkemizin sorunlarına getirecekleri çözüm önerileri seçmenlerin tercihini etkileyecek. İnsanlarımızın siyasilerden beklentiler, dertlerine deva olacak çözümler.
Bu itibarla oy istemeye gelen siyasilere seçmenlerin yöneteceği soru, “Aş ve iş sorunlarımıza ne tür çözümler getireceksiniz, bu adaletsizlikleri nasıl gidereceksiniz, ekonomiyi nasıl canlandıracaksınız?” olmalı. Yasakların, yoksulluğun, yolsuzlukların nedeni sorulmalı. Tıpkı Erdoğan’ın Antalya’da Ak kadınlarla yaptığı toplantıda, yüksek yem fiyatlarını gündeme getiren besici kadın gibi, sorunlarını bu tür ortamlarda seslendirmekten çekinilmemeli. Ak kadınların Erdoğan’a “ Yıllar önce onayladığınız İstanbul Sözleşmesi’nden neden bir gece yarısı ansızın çıktınız anlayamadık” şeklinde bir beyanda bulundular mı bilmiyorum.
Seçmen, sorunlarını iletebilmeli, hesap sorabilmeli, sorgulayabilmeli, denetleyebilmeli. Hamasete, içi boş vaatlere, nutuklara karnı tok olmalı. Seçim otobüsünden fırlatılan çay paketlerine, kapılarına bırakılan gıda kolilerine, göstermelik maddi yardımlara kanmamalı. Cumhuriyetin temel taşlarının yerinden oynatılmasına, siyasi hesaplarla yargıya müdahale edilmesine, dinin siyasete alet edilmesine, kadınların kılık kıyafetinin seçim malzemesi yapılmasına izin vermemeli.
Seçmen, kayıtsız, umursamaz bir tutum içinde olmamalı. Anayasa’dan kaynaklanan haklarını, asırlık Cumhuriyetin, demokrasinin değerini bilmeli. Hayat pahalılığından, yüksek kiralardan vs. salt yakınmayı bırakıp, sorunlarını barışçıl yollarla dillendirmekten kaçınmamalı. Sesini, çığlığını, başta iktidar sahipleri, herkese duyurmalı. EYT’liler gibi örgütlenmeli, kamuoyu oluşturmalı. Kimse “İnsanlarımız neden bu kadar tepkisiz, neden bu kadar sessiz?” diye düşünmemeli.
AKP’yi 20 yıldır iktidarda tutan seçmendir. İktidardan da zamanı geldiğinde gene seçmen gönderecek. Yüksek kiralardan yakınarak, “Bu AKP gidici mi?” diye soran esnaf vatandaşa o nedenle “Seçmene bağlı“ yanıtını verdim. Seçmen gücünün bilincinde olmalı. Oyuna sahip çıkmalı. Millet egemenliğinin gerçek temsilcilerinin kendileri olduğunu unutmamalı.