TMMOB Makina
Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı İbrahim Atmaca, Akdeniz Gerçek
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Songül Başkaya’nın gündeme dair sorularını
yanıtladı. Antalya’nın geleceği, master ulaşım planı ve yenilenebilir enerji
kullanımı hakkında bilgi veren Başkan İbrahim Atmaca, “Türkiye’nin 5’inci büyük
şehri olarak kentimizin potansiyelini tam anlamıyla kullanamıyoruz. Şehir içi
ulaşımda ciddi sıkıntılar yıllardan beri sürüyor. Birçok kez master plan
yapılsa da yazboz tahtasına döndü bu iş” diyerek raylı sistem yatırımlarının
hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
-Songül Başkaya:
“Yeni bir dönemde çalışmalarınıza devam ediyorsunuz. Antalya gibi Türkiye’nin
önde gelen ve beşinci büyük nüfus ve gelişmişlik açısından önemli bir kentinde
yaşıyoruz. Antalya potansiyelini tam olarak kullanabilen bir kent mi sizce?”
-İbrahim Atmaca: “Türkiye’nin 5’inci büyük şehri olarak
biz bu güzel kentimizin potansiyelini tam anlamıyla kullanamıyoruz. Kentin tüm
dinamiklerini ve ticaretini hareketlendirecek bir takım organizasyonlar, gerek
teknik gerek sosyal muhakkak olmalı. Özellikle pandemiden sonra şehri
hareketlendirecek sosyal etkinlikler ki yakın zamanda yapılan birçok etkinliklerde
bunu gördük. Şehrin tüm ticari dinamikleri bir an da bundan etkileniyor. Belli
bir süre de olsa şehre fayda sağlıyor ve insanlar mutlu oluyor. Bunlar aslında
çok yatırım gerektiren şeyler de olmuyor. Organizasyonları oraya çekmek, köklü
organizasyonları oluşturmak orta vadede, bu potansiyelimizi kullanmamıza vesile
olabilecektir.”
“FUAR KENTİ OLABİLİR”
“Ayrıca bu
kentin ciddi bir fuar kenti olabileceğini düşünüyorum. Çünkü fuarcılık mali
olarak refah düzeyi yüksek olan yabancı turisti Antalya’ya getirebilir. Bu
şehrin ticari dinamiğini de belli bir oranda yararlanmasını sağlayabilir. Aynı
zamanda da ürettiğimiz yerli ürünü buradan dışarıya ihraç etme potansiyelimiz
de arttırabilir. Bu anlamda Antalya zaten yatak kapasitesiyle, uçuş
kapasitesiyle bu potansiyeli çoktan kaldırabilecek bir şehir. Fuar için yeterli
merkezleri de var. Yeterli teknik donanımlı fuarlar yapılırsa gerçekten yabancı
yatırımcı, girişimci buraya çekilebilirse kentin tüm alanları bundan
yararlanabilir. Burayı bir fuar kenti yapmak gerçekten cazip olabilir. Burada
kısıtlayıcı bir etken belki şehir içi ulaşım olabilir.”
-Songül Başkaya: “Makina
Mühendisleri Odası olarak köklü bir odasınız ve geçmişten bugüne ulaşım
konusunda çok ciddi çalışmalar yaptınız. Bu kentte de defalarca ulaşım master
planlarıyla ilgili çalışmalar oldu. Son durumda değerlendirdiğinizde bu planlar
ne kadar uygulandı? Ne kadar eksiklikler var? Ulaşımın düzenlenmesi noktasında
siz ne öngörüyorsunuz?”
“YAZBOZ TAHTASINA DÖNDÜ”
-İbrahim Atmaca: “Şehir içi ulaşımda da ciddi sıkıntılar
yıllardır sürüyor. Birçok kez master plan yapılsa da yazboz tahtasına döndü bu
iş. Antalya’nın ana güzergahı aslında şehrin en doğu ucu neredeyse Kundu
bölgesiyle birlikte en batıda Kemer’e gitmeden önce Liman, Hurma bölgesi. Bu
arayı bağlayan raylı bir sistemin olmayışı üzücü. Çünkü hep iklim krizinden
bahsediyoruz. İklim krizi aslında bir sonuç. Bunun nedenini çok iyi biliyoruz.
Bu neden de karbon salınımı. Pandemide karbon salınımı azaldı gibi görsek de
insanlar bireysel araç kullanımına yöneldi ve aslında çok fazla da bir şey
değişmedi.”
“TEK ALTERNATİF OTOBÜS”
“Oda
olarak biz yıllardır şunu dedik: ‘Toplu taşımaya önem verelim, toplu taşımayı
kullanalım.’ Ama burada da tek alternatif var otobüsler. Yollarda da trafik
sıkışık. Burada raylı sistemin öncelikli olmasını önemsiyoruz. Raylı sistem
yatırımlarının hızlandırılmasını öneriyoruz. Şu örneği her zaman veriyorum; bir
otomobil bir kilometrede bir yolcuyla 100 gram karbondioksit üretirken, raylı
sistemde aynı yolcu için 20-30 gram karbondioksit üretiyor. Buradan yola
çıktığımızda hem karbon salınımına iklim krizine fayda sağlayacak çözümler
için, hem de insanların daha rahat bir yerden bir yere ulaşımı için muhakkak bu
yatırımların ana aks üzerinde hızlandırılması lazım.”
“ÖNCELİK RAYLI SİSTEMLER”
“Elektrikli
araçlar çok fazla gündeme geliyor ama elektrikli araçlar da biz elektriği şarj
ederken fosil yakıtından üretilmiş elektriği kullandığımız sürece totalde çok
bir çözüm sağlanamıyor. Elektrikli araçlar tabi ki önemli. Emisyonun insanların
yaşadığı şehir merkezinde olmamasını sağlıyor. Doğru ama uzun vadede faydalı
olabilmesi için bu akülerin yenilenebilir enerjiden doldurulmasıyla total
faydayı sağlayacaktır. O nedenle önceliği biz raylı sistemler olarak görüyoruz.
Şehrin ana uzantılarında bu yatırımların hızlandırılması önemli olacaktır.”
SIFIR ENERJİLİ BİNA HEDEFİ
“Bölgemiz
turizm bölgesi ve turizm binaları aslında endüstriyel binalar. Çünkü ticari
binalar bunlar ve çok ciddi bir enerji kullanımı söz konusu. Artık sıfır enerjili
dünya yaklaşımları konuşuluyor. Biz Oda olarak bu dönemki hedeflerimiz arasında
bunu koyduk. Antalya’da sıfır enerjili bina yaklaşımını doğru anlatabilmeliyiz.
Çünkü binanın çatısına güneş enerjisiyle elektrik üreten sistemleri kurdumuzda yatırımcı
direk sıfır enerjili bina yapıldı olarak algılıyor. Halbuki öyle değil. Siz
istediğiniz kadar çatı alanını kullanın binanın tüm elektrik yükünü, enerji
yükünü sağlayamazsınız. İçerde birçok enerji verimli cihazlarla, aydınlatma
teknolojileriyle, ısı geri kazanımı gibi özel sistemlerle, çoklu üretim sistemleriyle
birçok yatırım yapıp ilk önce binanın enerji girdilerini azaltmak daha sonra
güneşe enerjisi yatırımlarıyla binayı sıfır enerjili binaya götürmek lazım. Bu
algıyı doğru yönlendirmek için yakın zamanda bir komisyon kuracağız. Bu dönemin
hedeflerinden biri. Türkiye’de önümüzdeki iki yılda ekonomiyi canlandıracak
noktalardan biri de binalarda enerji verimliliği sağlayacak teknolojiler. Yani
sıfır enerjili bina yaklaşımları. Bu bizim meslek grubumuza hitap ediyor. Doğru
modellerin oluşması için bir takım simülasyonlar oluşturma hedefimiz umarım
bunu da başaracağız.”
“YATIRIMCI ENDİŞE DUYMAMALI”
-Songül Başkaya: “Yenilenebilir
enerji kısmına geldiğinizde şu an gündemde olan teknik insanların da Meclis’te
milletvekilleri dolayısıyla gündeme getirmeye çalıştığı bir şey var: Üç yıl
önce yapılan bir düzenlemeyle insanlar yenilenebilir enerjiye ciddi yatırım yaptı.
Ama şimdi yapılan düzenlemeyle artık bir sınır, bir kota getirildi. ‘Sen
ürettiğinin hepsini bana veremezsin, hayır ben hepsini almıyorum, belli bir
noktada alımı kesiyorum’ diyor. Bu ülke açısından, yenilenebilir enerji
açısından bir handikap olarak görülüyor. Çözüm nedir peki? Bu noktada ne
yapılabilir? Ya da bu düzenlemede geri adım atma durumu olabilir mi?
-İbrahim Atmaca: “Yenilenebilir enerjide en çok
konuşulan güneşten enerji üretimi ve onda da sürekli yönetmeliklerde dinamik
bir süreç var. Yani bir türlü bir zemine oturmadı. Bir yatırımcı yatırımını
yapıyor ama oyun içinde kural değişimi dediğimiz durumlar oluşuyor. Böyle
olunca yatırımın geri ödeme süreleri uzuyor. Bu da yeni yatırımcıları endişeye
doğru götürüyor. Burada elektriği geri almada kotanın ana amacı şu olmalı: Ne
kadar tüketiyorsa o kadar üretecek kadar bir yatırım yapsın isteniyor. Fakat bu
bazı noktalarda doğru. Biz soğuk hava depoları için bunu önerdik, soğuk hava
depolarında çok ciddi enerji kullanımı var. Çatıları boş kendi tükettiği
elektriği kullanabilir ama bazen çatı alanı geniş olup onun tamamının
potansiyelini kullanamayacak olan firmalar var. Bu çatıların kesinlikle verimli
kullanılması şart. Doğalgaz krizini görüyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı dünyayı
nerelere getirdi. Almanya şu anda doğalgaz yerine yenilenebilir enerjiyle bu
kışı nasıl götürebilirim ya da farklı alternatifleri düşünüyor. Yani dışa bağımlı
olduğumuz için bizim de bu yatırımların önünü açmamız, yatırımcıya endişe
duyurmaktan ziyade artık netleşmiş zemine oturtmamız yönetmelikleri ve
yatırımcıyı bunlara teşvik etmemiz son derece önemli.”
-Songül Başkaya: “Antalya
hepimizin memleketi. Söylediğiniz gibi potansiyeli ne kadar çok kullanırsak
bütün sektörlerin yararlanacağı bir hal alacak ve sorunlarımız daha da
azalacaktır diye düşünüyorum. Önemli tespitleriniz ve düşünceleriniz için
teşekkür ediyoruz.”
SONGÜL BAŞKAYA