Türkiye’de çalışanların yüzde 50’sinin asgari ücret ile
çalıştığı, dört kişilik ailenin açlık sınırının 6 bin 840 TL, yoksulluk
sınırının ise 22 bin 280 TL olduğu açıklanmıştı. Gıda ürünlerine gelen zamlarda
kamuoyundan büyük tepki çekerken, Veli-Der Antalya Şubesi önceki gün insanların
düzenli ve dengeli beslenme noktasında yaşadığı sıkıntıların en çok öğrencileri
vurduğunu belirtmişti. Veli-Der Antalya Şubesi’nin basın açıklamasında
“Öğrencilerin günlük beslenme çantası içerisindeki gıda maliyetlerinin maliyeti
30 TL, 20 günde 600 TL. Karnı doymadan okula gelen milyonlarca çocuk derslerde
baş dönmesi, baş ağrısı sorunu yaşıyor” denilmişti. Antalya Tabip Odası Genel
Sekreteri Dr. Metehan Akbulut konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“ÇOĞUNLUK AÇLIK SINIRI
ALTINDA YAŞIYOR”
İnsanların sağlıklı olması için iyi ve dengeli beslenmesi
gerektiğini belirten Dr. Metehan Akbulut, “Bir insanın sağlıklı yaşamı
bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halidir. İnsanın sağlıklı olması
için iyi ve dengeli beslenmesi lazım. Çocuklar ve erişkinler için de geçerli
olan iyi beslenmeme durumunda insanın sağlıklı olmasını bekleyemeyiz. Bu durum
çocukların bedensel, ruhsal gelişimlerini de olumsuz yönde etkileyecektir.
Çocuklar bizim geleceğimiz. Ekonominin iyi olmaması sağlığı doğrudan etkileyen
bir faktör. İnsanlar ekonomik durumları iyi olmadığı için iyi beslenemiyorsa,
sağlıklı bir çevrede yaşayamıyorsa gelişimlerini de sağlıklı şekilde
sürdüremeyecektir. Çocukların bütün gelişimleri etkilenecek. Et, meyve, sebze ucuz
değil. Tek taraflı beslenme doğru değil. İnsanın dengeli biçimde beslenmesi
gerekiyor. Protein besinleri pahalı olduğu için un ve hamur işleri tüketen
çocukların gelişimlerini kötü yönde etkileyecek. Buradaki temel vurgu kişilerin
dengeli beslenmesi. Bu ülkenin büyük çoğunluğu açlık sınırı altında yaşıyor.
Dolayısıyla sağlıklı bir toplum ve gelecek olması mümkün değil. Yoksulluk bir
halk sağlığı sorunudur” ifadelerini kullandı.
“GIDALARA ERİŞİM GÜÇ”
“Beslenme, barınma, ısınma ve sağlık hizmetlerine erişim
maliyeti arttıkça, yoksulluk ve açlık sınırları yükseldikçe ‘sağlıksız’ bir
toplum olmaya daha çok yaklaşıyoruz” diyen Dr. Metehan Akbulut, ilaç
tüketiminin arttığını belirterek, “Uzun ve ucuz ekmek kuyruklarından
anlaşılacağı üzere halkımız karbonhidrat ağırlıklı öğünlerle karnını doyurmaya
yöneliyor. Çünkü Türkiye’de son 16 yılda 9 kat artan gıda enflasyonu sağlıklı
ve besleyici gıdalara erişimi güçleştiriyor. Kırmızı eti ve balığı az tüketen
toplumumuzda obezite oranı ise hızla artış sergiliyor. Meclis’e sunulan Obezite
ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu raporuna göre ülkemizde her 3
kişiden 1'i obez durumdadır. Bunun sebebi yiyecek bolluğu değil, nitelikli ve
sağlıklı gıdaların pahalılığıdır” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Arda KIR