Editör: TE Bilisim
Nükleere hayır!
Antalya Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Sekretaryası, Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkan Yardımcısı İbrahim Kücü tarafından, Çernobil Nükleer Santralı‘nda 26 Nisan 1986‘da meydana gelen kazanın 27. yıldönümü dolayısıyla ‘’Çernobil‘i Unutma! G
Antalya Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Sekretaryası, Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkan Yardımcısı İbrahim Kücü tarafından, Çernobil Nükleer Santralı‘nda 26 Nisan 1986‘da meydana gelen kazanın 27. yıldönümü dolayısıyla ‘’Çernobil‘i Unutma! Geleceğe Sahip Çık! Çernobil‘ler Bir Daha Yaşanmasın!’’ başlıklı bir basın açıklaması yapıldı.
Antalya NKP tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: ‘’Felaketin adı Çernobil, en büyük nükleer santral kazası, 162.000 km2 radyoaktif kirlenme alanı, 9 milyon kişi etkilendi. 900.000-1.800.000 ölü, 400.000 kişi göç etti. Radyasyonun yanı sıra yoksulluk sağlıksız yaşam, ruhsal sorunlar… Gerçek etki düzeyi hala belirsiz ve gizli.’’
Çernobil Nükleer Santralı‘nda 26 Nisan 1986‘da meydana gelen kazanın 27. yıldönümünde yapılan açıklamada Kücü, ‘’Çernobil felaketi, yaşamını yitiren insanlar, kullanılamayan binlerce kilometre tarım alanları, kirlenen yeraltı suları ile kara bir leke olarak tarihte yerini alırken, sonuçları uzun yıllara yayılmış bir karanlık miras bırakmıştır. Çernobil felaketiyle 400 bin insan zorunlu göç ettirildi, 9 milyon insan bu kazadan etkilendi, 160 bin kilometrekare alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı, çok büyük maddi zararlar meydana geldi’’ dedi.
Çernobil sonrası Belarus’ta ortalama yaşam süresinin 74’den 58’e indiğini belirten Kücü, şunları kaydetti: ‘’Peki ülkemizde ne oldu? Azıcık radyasyonun kemiklere iyi geldiği söylendi. Karadeniz’de yetişen tarımsal ürünler batılı ülkeler tarafından alınmayınca radyasyonu bilmeyen halkımıza dağıtıldı. İlköğretim çocuklarına fındık dağıtıldı. Bakanlarımız ekran karşısında çay içti. Kimseye bir şey olmadı mı? 2011 yılında Japonya’da gerçekleşen Fukuşima Nükleer Santral kazası, hiçbir şeyin değişmediğini bir kez daha gösterdi. Yine kaza sonrası bölge boşaltıldı. Toprağa, havaya, okyanusa radyasyon yayıldı. İnsanlar bir şey öğrenmesin diye çaba gösterdiler. Ülkemizde nükleer santral kurma ısrarlarını, bekarlığın daha ölümcül olduğunu, tüp gaz patlamasıyla nükleer santral patlaması arasında kurulan bağlantıyı dinledik.’’
ENERJİ SORUNUNA DA ÇARE DEĞİL
‘’Mersin Akkuyu`da, Sinop`ta ve İğneada`da kurulmaya çalışılan nükleer santraller de dünyadaki nükleer santrallerde olduğu gibi; nükleer enerjiden elektrik üretmenin riskleri ortadan kalkmış değil, hızlı üretken reaktör teknolojisi kullanılsa da kullanılmasa da nükleer atıkların kalıcı depolama sorunu çözülmüş değil, nükleer enerji iklim sorununu çözemez’’ diyen Kücü, ‘’Teknik, ekonomik ve ekolojik açıdan felaket kaynağı olan, istihdam ve yakıt zenginleştirilmesi için doğrudan dış bağımlılık yaratacak olan nükleer santraller yalnızca nükleer lobicilerin beklentilerini tatmin edecektir. Ne enerji sorununa bir çare olacaktır ne de başka bir faydası. Her şeyden öte topluma lanse edilen ‘nükleer santrallerde risk yoktur’ söylemi, teknik olarak gerçek dışı bir ifadedir’’ diye ifade etti.
ÖZKAYNAK VURGUSU
Bugün ülkemizde yaşanan elektrik açığının nedeninin kamunun yatırım yapmasının engellenerek, enerji hizmetinin sermayenin rant alanı haline dönüştürülmesinden kaynaklandığını açıklayan NKP Sekretaryası İbrahim Kücü, ‘’Hatada ısrar etmenin anlamı yoktur. Türkiye‘nin öz kaynakları kamusal bir hizmet anlayışı ile planlama kavramı içinde çevreye uyumlu teknolojilere yatırım yapılarak devreye alındığında, Türkiye hiçbir zaman enerjisiz kalmayacaktır.
Öz kaynaklar açısından elektrik enerjisi potansiyelimiz, 115-120 bin megavat kurulu güç ile üretilebilecek olan 482 ile 569 milyar kiloVatsaattir. Türkiye‘nin kendi potansiyelini değerlendirmesi durumunda bile önümüzdeki 30 yıllık sürecin talebini karşılayabilecek kaynağı mevcuttur.
MECLİS ÖNÜNDE PROTESTO
Yeni yatırımlar bir yana ülkemizde enerji tasarrufu ve verimliliği ile ciddi paralar harcamadan ve çevreyi kirletmeden elektrik talebinin daha uzun süre karşılanabilmesi mümkündür. Bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, ülkedeki yüzde 30‘lara varan enerji tasarrufu potansiyelinin yüzde 15‘lik bölümü hiçbir harcama gerektirmeyen, sadece bilinçlenme ve planlama ile kazanılabilecek bir haldedir’’ dedi.
Kücü, son olarak, Çernobil‘ler bir daha yaşanmasın demek için 26 Nisan’da TBMM önünde, 27 Nisan’da Mersin’de olacaklarını ifade etti. (Adnan YILDIRIM)
Yorumlar