“İlişkilerin ardından yaşama nasıl
umutla ve sevinçle bakılabileceği konusunda ferahlatıcı bir esinti.”
Yağmur sonrası netlik. Yağmur
durunca, sanki yağmurdan önce orada bulunmayan renkler ortaya çıkıp, eşyanın
köşeleri keskinleşir. Daha kenarlı, daha geometrik, daha üç boyutlu, daha derin
perspektifli bir görüş kazanırız. Aslında, çok basit iki nedeni vardır bu
netleşmenin: Birincisi, yağmur damlaları havada asılı olan toz zerreciklerini
yere indirir, ve damlalar da durunca, hava gerçekten duru ve berrak görünür.
İkincil neden -netlik bulutsuz yağmur sonralarında da oluştuğunda ikincil-,
grafik ve resimle uğraşanlar çok daha iyi tarif edecektir muhakkak, yağmur
bulutlarının o koyu mavi-gri tonu zemindeyken, diğer bütün renkler çok daha
net, canlı ve doğaldır. Bu nedenle bir çok ressam, tablolarının etrafına bu
koyu gri-maviden bir anturaj (iç çerçeve) koydurur. Ama nedenlerini ve
nasıllarını bilsek de, mucizeler ve sürprizler, hayret ve hayranlığı hak
ederler.
Biten ilişkiler
de böyledir. Bitince, içinizde de bitince, ilişkinin yarattığı boğumlar
boğazınızı terk edince, gözünüze daha başka görünür her şey. Daha gerçek, daha
net ve daha renkli. İlişki sırasında edinilen arkadaşların gerçek mesafeleri,
ilişkinin aranızı bulanıklaştırdığı eski dostlar, gözlerinin içine bakmaya
başladığınızda yanıtlayan hanımlar aslında hep oradalarken, sizin yağmur öncesi
astigmatınız nedeniyle farkında olamamanız, hayret; aslında tembelliği,
asosyalliği, özgürlüğü, şişmanlatan şeyler yiyip, düzensiz yaşamınız nedeniyle
kilo almamayı ne kadar çok özlediğinizi anlamanız, keyif; zaten aslında yağmur
sonrası, eski partnerinizin de ona yakıştırdığınız özelliklere sahip
olmadığını, vehimlerin sizi nasıl kör ettiğini fark etmeniz, heyecan verir
size. Özgürlük, bir süre sonra, gözlerinizi fırsatçı birer projektöre
dönüştürür. Yeni maceralara doğru atını süren çizgi roman kahramanı gibi, siz
de farklı iklimlere çevirirsiniz yönünüzü. Doludizgin.
(Korkut
Keskiner)
Bu yazıyı bana
Arslan biraderim Abdullah Uyaroğlu yıllar önce, henüz sosyal medya yokken,
e-mail yoluyla iletmişti. Ben ordaki “Yağmur
durunca, sanki yağmurdan önce orada bulunmayan renkler ortaya çıkıp, eşyanın
köşeleri keskinleşir. Daha kenarlı, daha geometrik, daha üç boyutlu, daha derin
perspektifli bir görüş kazanırız.” Cümlesinde kaldım.
Her yağmur
sonrası bu cümlede buluyorum kendimi. Geçtiği miz hafta birkaç gün süren yağmur
sonrası sadece 20 dakika kaldığım Boğaçayı köprüsünde yine “yağmur sonrası
netlik” modundaydım.
Haaa… Sen öteki
netlikten bahsediyorsun. Ben o konuda muhafazakarım. 25 yıldır aynı kadınla
evliyim. Hayatıma girip çıkan dostlar var tabii. Geliyor, uyarsa kalıyor,
uymazsa kendiliğinden gidiyor. Ben göndermiyorum. Yani orda durum daha net.