“Şili'de, yerin 700 metre altında, 69 gündür mahsur bulunan 33 madencinin tamamı kurtarıldı. Şili’nin Atacama çölündeki San Jose bakır ve altın madeninde 5 Ağustos 2010’da yaşanan göçük nedeniyle içeride mahsur kalan 33 işçi, 69 gün sonra kurtarıldı.”

SOMA

“Manisa'nın Soma İlçesi'ndeki Soma Holding'e ait kömür ocağında, bugün saat 15.30'da trafo patlaması nedeniyle yangın çıktı. geriye 301 evde yanan ateş, yüzlerce dul ve yetim, evladını yitirmiş anne-baba kaldı.

Şili’deki maden kazasında mahsur kalan işçilerin yeryüzüne çıkarılması hakkında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Böyle bir kaza bizde olsaydı, madencilerimizi üç günde çıkarırdık” demişti.”

Ama arada fark vardı. Soma’daki kazada yangın çıkmıştı.

TAYLAND

“Taylan'da 23 Haziran'da bir mağarada mahsur kalan 12 çocuk ve antrenörlerinin tamamı bugün itibarıyla çıkarıldı. Böylece tüm dünyanın merak içinde beklediği ve "imkansız görev" olarak tanımlanan operasyon beklenmedik bir başarı ile sonlandı.

Çocukları Tham Luang Mağarası'ndan çıkarma operasyonu Pazar günü başlamış, ilk gün 4 çocuk dışarı çıkarılmıştı. Pazartesi günü ise erken saatlerde dalgıçlar 4 çocuğu daha su basmış olan mağaradan çıkarmayı başardı. Salı günü ise içeride kalan son çocuklar da antrenörleri ile birlikte sağ olarak mağara dışına çıkarıldı.

 

Tayland'da 12 çocuk ve antrenörlerinin iki hafta boyunca mahsur kaldığı mağaranın bir müzeye dönüştürülmesi planlanıyor. Ayrıca en az iki şirketin hikayenin filmini yapma arayışında olduğu belirtiliyor. Yetkililer, müzenin kurtarma operasyonunun nasıl yapıldığını göstereceğini ve Tayland için "önemli bir çekim merkezi" olacağını tahmin ettiklerini söyledi.”

1993- 94 yıllarında Milliyet’in çıkardığı bir dergi vardı EP adlı. İçeriği güzeldi ama ayrıca bir dosya eki verirdi, güncel olayları enine boyuna irdelerdi. İşte bunlardan birinde “Türk Kolay Ölür” başlığını kullanmış, gerekenden fazla “cesur” olmamızın da bunda en önemli etken olduğunu yazmışlardı. “Bana bişey olmaz” durumu.

Bu yazı nerden mi çıktı. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’ndan bu yana “kayıp Çocuk” haberleri servis ediliyor. Tamam yılbaşı öncesi “kaçak içkiden öldü” haberleri bir “uyarı” haberidir. Bu nedir?

Komşuları önce karıştırdık, sonra sınır kapılarımızı açtık. Ülkem yolgeçen hanına döndü. Şimdi de ayıklayamıyoruz. Korku toplumu olma yolunda ışık hızıyla ilerliyoruz.

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada, Serik ilçesinde Suriyelilerin kız çocuklarını kaçırmaya çalıştığı, ama yakalandığı paylaşıldı. Yorumlarda, “teslim etmeden önce gerekeni yapmadınız mı?” sorusuna “Yakaladığıma gerekeni yaptık. Ama elimizden kaçan var. Dikkatli olalım” yanıtını okudum.

Ülkeyi kimin yönettiği, hangi sistemle yönettiği önemli değil. Yıllardır, “Ülke İran değil, Irak olma yolunda” diyorum. Sokakta herkes kendi ceza sistemini kurarsa bu iç savaşın ta kendisidir. Bölünmenin son eşiğidir.

Vahamete ortak olmayalım, biz birlikte “büyük” birlikte “güzel” olarak yaşamaya devam edelim.