Nereye
baktığın değil, nasıl baktığın önemli...
KORKUNUN
GÖLGESİNDEKİ ÇUKURCA
Yemin
ederim buraya doğru yola çıkarken aklımda hiç bir şey yoktu. Sadece bilmediğim
bir coğrafya gidecek, bir güzelliğe aracılık edecek, güzel fotoğraflar
çekecektim. Anlatılanlara bakarsak da önümüzde arkamızda bir zırhlı araçla
filan yol alacaktık. Öyle olmadı.
Antalya
Valiliği himayesinde, Antalya Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde hayata geçirilen
“Gelin Kardeş Olalım” adlı proje kapsamında çıktığımız yolculuğun bugünkü
durağı Çukurca. Hakkari ilimizin güneybatısında kurulu bu küçük ilçe buralarda
olsa “yayla” diye dolar taşar. İklimin bende farkındayım da, rakamlar ve bitki
örtüsü Korkuteli ile Çukurcayı aynı değerde gösteriyor.
Yıllarca
coğrafi konumu nedeniyle “zor” bir yer olan Çukurca, 30 yıldır da bitmeyen
terör belası ile zorluğu deneyimlemeye
devam ediyor. (Nasıl cümle ama?)
“Mantar
üretimi öğretelim de insanı kalkınsın, ülkemiz canlansın” mantığını hayata
geçirmeye çalışan ekip işini yaparken, bana ayarlanan bir araçla Narlı köyünden
Çukurca merkeze yolculuk yaptım. Yemin ederim buraya doğru yola çıkarken
aklımda hiç bir şey yoktu. Sadece bilmediğim bir coğrafya gidecek, bir
güzelliğe aracılık edecek, güzel fotoğraflar çekecektim.
Anlatılanlara
bakarsak da önümüzde arkamızda bir zırhlı araçla filan yol alacaktık. Öyle
olmadı.
Ankara
Garı'ndaki patlamanın yıldönümüze birkaç gün kala ben o coğrafyada Ankara kadar
rahat dolaştım. Eğer daha az fotoğraf çektiysem benden değil, tedirgin olan
arkadaşlarımı ürkütmemek adınadır.
Tahsis
edilen aracın içinden neredeyse hiç inmeyerek, fotoğraf makinesiyle gören bir
çocuğun “Amca Bayraktepe'ye çıkın” önerisine bile mesafe koyarak hani nasıl
derlerdi “Bi girişimiz vardı Çukurca'ya, bir de çıkışımız.”
Şimdi
sizi Hakkari Valiliği'nin tarifi ile başbaşa bırakalım. Anlatılan güzellikleri
göremiyorsanız benden değil, seçim dönemlerinde ortaya atılan “terör bitti”
söylemlerine rağmen “korku”nun asla bitmediğindendir.
İlçede hangi tarihte yerleşime geçildiği ve hangi
toplulukların yaşadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte ilçe, Urartu
Uygarlığı'nın ilk yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Abbasiler bu küçük yerleşim yerini “Mir” denilen dini, siyasi, askeri şeflikle
yönetmişlerdir. Selçuklular döneminde Çukurca, İmadiye Beyliği'ne bağlanmıştır.
Selçuklular'dan sonra Osmanlı Dönemi'nde Hakkari Beyliği'ne tabi olmuştur. 1880
yılında Şarki-çaladı ile kaza teşkilatı kurularak Van Sancağı'na, 1890 yılında
ise; tekrar nahiyeye dönüştürülerek Hakkari İl Beyliği'ne bağlanmıştır. l. Dünya
Savaşında Ruslar ve Nasturiler Çukurca’yı yakıp yıkmışlar. Musul sorunu ile
önem kazanan Çukurca, 1926 yılında Ankara Antlaşması ile T.C. sınırları
içerisine alınmış, 1953 yılında ise ilçe yapılmıştır.
Tarihi Yerleri
Emir
Şaban Medresesi:16.yüzyıl
Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğini teşkil etmektedir.
Tarihi
Taş Evler:Çukurca kalesinin yamacına kurulmuş kesme taştan
yapılmış tarihi Çukurca evlerinin günümüze kadar uzanmış güzel birer
örnekleridir. Tarihi evler çok katlı ve kaleye yaslanmış vaziyette inşa
edilmişlerdir.
Bunların
dışında:Çukurca kalesi, taş merdivenle inilen 5-6 metre
derinliğinde 3-4 metre eninde 4 adet su sarnıcı ile Kuzeyi Bey mahallesinde
akit denilen taştan kesilmiş su arkı da belli başlı tarihi ören yerlerindendir.