Kyaneai Antik kenti. Zaman dardı, batı Akdeniz’e yılın son selini yaşatan kara bulutlar üstümüzde sorti hazırlığı yapıyordu. İstediğimiz olmasa da burada böyle bir değer olduğunu bilmek güzeldi. Sizler için internetten bilgi topladı masalcı. Buyrun…

 

Pandemi sürecinde biz ailece kendimizi kontrol ettik, birbirimizi uyardık. Taa Ankara’dan gelen evladımıza sarılamadık bile. Diyorlar ki “Evde kal” diyorsun ama evde durmuyorsun. Eyvallah. Şimdi Kadir Şahin biraderim Demre’de Karabibik Bungalov açmasaydı, beni en mesafelisinden ama dolu dolu ağırlamasaydı bu yazıyı okuyor olmayacaktınız.


Bugün Kadir beni bi antik kente götürdü, ben de sizleri götürmüş olayım. “Dinledim şiirini suların Manavgat’ta” diyen şair gibi, izledim şerit gibi tarihin lahitlerini. Daha sonra detayları paylaşacağımız Yavu Köyü var. (Ne mahallesi len. Köy işte.)


Ben kızıla çalan dalları ile Sandal Ağacı cennetinde Yaban Çileği yeriz sanmıştım. Hatta yol boyu parketmiş araçları anlayamamıştım. Meğer mantar toplayıcılarmış. Biz de buradaki “Devlet Eli değmemiş” antik kente gidermişiz.



Kyaneai Antik kenti. Zaman dardı, batı Akdeniz’e yılın son selini yaşatan kara bulutlar üstümüzde sorti hazırlığı yapıyordu. İstediğimiz olmasa de burada böyle bir değer olduğunu bilmek güzeldi. Sizler için internetten bilgi topladı masalcı. Buyrun…

Lykia bölgesinin en zengin kentleri arasında yer alan Kyaneai Antik kenti, o dönemde kurulmuş olan 34 yerleşim biriminde biriydi. Güney tarafı oldukça sarp kayalıkların üzerinde, doğal bir platform şeklindeki bir alana kurulmuştur. 450 metre uzunluğundaki surlar, üç yönü kapsar. Güney kanadı uçurum olduğu için doğal bir koruma sağlamıştır. Surların yapısı Roma ve Bizans yapısı mimariye ait özellikler taşımaktadır. Kentin batı eteklerinde bulunan 25 basamaklı tiyatro Roma dönemi eserler arasında yer almaktadır. Tiyatronun orta bölümü halen sağlam bir şekilde durmaktadır. Bizans devrinde altı tane kilise yapıldığı kaynaklardan anlaşılmasına rağmen, her hangi bir kalıntıya rastlanamamıştır.



 


Kyaneai, Helen dilinde "koyu mavi" anlamında bir sözcüktür. Antik kaynaklara göre de bu isim, kehanet yönünden önemli bir kaynağın orada oluşundan ötürü verilmiştir.


Çünkü Kyanei’nin hemen yanıbaşında da Apollon Thryxeaus’un kehanet yeri bulunurdu. Pausanias’ın verdiği bilgilere göre bu suyun doğal havuzuna bakanlar dilediği herhangi bir şeyi görebiliyorlardı. Pausanias buradaki pınardan şöyle bahsetmektedir:

“… Likya’daki Kyaneai’nin hemen bitişiğinde Apollon Thryxeos’un bilicilik yeri vardır ve Kyneai’deki su, pınarın doğal havuzuna bakan her kişiye, dilediği herhangi bir şeyi yani örneğin, uzaktaki sevdiğinin o sırada ne yaptığını görme olanağını sağlar…”