Hep derdik ya, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye..

“O” gün “bugün”dür…

Gündem Korona. Maalesef hayatımızdan çıkacak gibi de durmuyor. AİDS patladığında ilk gençlik yıllarımızdaydık. Rock Hudson ve Fredy Mercuri’nin cinsel yaşam tercihleri üzerinden “AIDS eşcinsel hastalığıdır” söylemi üzerinden yüründü. Bizde de bilinen ilk hasta aynı eğilimdeydi.  Sanıldı ki, eşcinsel ilişkiden uzak durunca AIDS olunmaz. Oysa Afrika’da cinselliği bile bilmeyen çocuklar AIDS nedeniyle öldü.

AIDS’ten korunmak için insanlar prezervatifi öğrenmişti. Hala aklıma gelmiyor değil. “Bu şirketler hastalığı fırsata çevirip prezervatif satışına mı oynadı” diye düşünürüm. Şimdi de maskeye sığındık. Uçkurumuzu tutamamışken ağzımızı tutmamızı kim bekleyebilirdi ki. Burada da kazanan maske sektörü oldu. Eldiven erken patladı. Bu arada gazetecilerin bile maske pazarladığını yolladığı özel mesajlardan öğrendik ya tutmayın bizi.

Şimdi Korona’yı ve bulaşma yollarını tartışıyoruz. Salgının ilk günlerinde düşük rakamlarla toluma moral verip “Bizim yöneticilerimiz başarı. Dünya devi dediğimiz ülkeler dökülüyor” algısı yaratılmıştı. Oğlum, “Bu kadar düşük test, bu kadar hasta. Hadi taramayı daha fazla yapsınlar bakalım” demişti. Bugün test sayısı arttıkça hasta sayısı arttı. Dahası ölümler arttı.

Çapkınlığı ile bilinen bir arkadaşım kendini karantinaya almış. Can tatlı tabii. Bi ortak arkadaşımız, “Ama bu cinsel yolla bulaşmıyor. Nasıl kaptı ki?” Dedi. Ben de ona “önsevişme” kavramını anlattım. Dilime de bi türkü düştü: “Ne öpmek var, ne de sevmek el gibi, geldi yattı cavırın dölü mal gibi..” Gerekirse evdeki eşinize bile “lo lo” deyip mücadeleye evden başlayın. Artık aile ilişkileri bile eskisi gibi olmayacak.

Medet beklediğiniz kamu kurumları da salgının pençesinde. Tedirgin, çaresiz. Bir kez daha hatırlatalım. Yönetenler, rakamlar düşükken başarıyı kendilerine saydılar ki başarı değildi. Önüne geçemeyince faturayı vatandaşa kesip korunmayı da sorumluluğu da vatandaşa yıkmaya başladılar. Korona haslarını kurtarmak için canından olan sağlık çalışanlarına bile hakkını vermeyenler, sizinle uğraşacak değil.