Çok değer verdiğim bir dostum var. Adı bende saklı. Epeydir ortalıkta yok. Mesajlarımı görmüyor, tepki yok filan. Nihayet birkaç gün önce mesaj yazmış. “Corona beni bulduysa, seni hayda hayda bulur. Dikkatli gez. Dalından mandalina seni kurtarmaz.”

Aradım ulaşamadım. Kendisi bana döndüğünde sesi çok yorgundu. Enerjisi düşmüştü. Sordum. 20 gündür Corona ile evde mücadele etmiş. “İyileşiyorum” dedi. Ama henüz iştahı olmadığını, yediği hiçbir şeyin lezzetini alamadığını söyledi.

Bir gün önce kıymalı pide istemiş eve. Görseli tamammış ama, tat olarak hiçbir şey yok. Ertesi gün yine aradım. “Dün akşam rakı içmeyi denedim. Rakının bile ne kokusu ne tadını hissettim” deyince sarsıldım. Mevzuu rakıdan dat alıp almamak değildi. Mevzu; Corona denen illetin rakı gibi keskin kokuyu bile hissettirmediğini görmekti.

Sosyal Medya paylaşımlarımda görmüş, aklına gelmiş. “Konyalılar Restaurant eve getiriyor diyorsun. Gerçekten sipariş versem getirir mi?” dedi. Yazdım Ömer Çalışkan’a, Mazıdağı’na da Toptancı Hal bölgesine de paket servis yollarım” dedi. Arkadaşıma bir sürpriz yapmak istedim. Ama vakit geç olmuştu. Malum “kısıtlama” saatleri esnafa Antalya’da yeterli duyurulmayınca ilk günlerde saat 21.00’de kapattılar.

Haftasonu arkadaşım bana DM den Çıntar, yani Mantar fotoğrafı gönderdi, aklım çıktı. Ama o evdeymiş. Görsel eskiymiş. Bi bahane ile evin konumunu alıp Konyalılar’daki paketçi arkadaşa yolladım. Telefon numarasını da ekledim, “evine yaklaşınca ararsınız” dedim. Bir süre sonra telefonum çaldı. “Şaşırtmadın” dedi. Ama ben şaşırdım. Bir gün önce tat, koku almayan arkadaşım, kokorecin lezzetini müthiş bulmuştu.

“Ben böyle bişey görmedim” diyecek kadar da abarttı hatta. “Biraz zaman geçsin, toparlayayım durumu, burada bir sorun vardı, soğumuştu. Bunu gidip yerinde sıcak sıcak yiyelim birlikte” dedi. Sözleştik. Yıllardır buluşup bir Kocain Mağarası’na gidememiş olabiliriz. Olsun.

Bu hikayeyi niye yazdım?

Reklamcı değilim. Paylaşım üzerinden para kazanmıyorum, yediğimin, içtiğimin bedelini ödüyorum. Diyorum ki, “okuyup duyduğunuz tüm senaryoları bir kenara bırakın. Kendinizi koruyun.”

 “Ecel” de olsa, “cinayet” de olsa sonuçta biz acı çekeceğiz.

Bugüne kadar “İnsanlara dokunun, etkilemek istiyorsanız hele de ticaret yapacaksanız karşınızdakinin elini güçlü sıkın” dostluk kurmak istiyorsanız iki elinizle tokalaşın, hatta hemcinsinizse görüştüğünüz elinizi omzuna atın” filan diyen yaşam koçları var ya, onlar çekildi kenara, kendilerini koruyor. Senin benim fazlam ne?

Sen #evdekal, kokoreç te ekmek te su da eve gelir.