Önümüze “felaketten önce son çıkış” olarak koyulan “kısıtlama” uygulamaları komediye dönüştü.

Herkeste kendini bir “önemli kişi” hissettirme çabası ki sormayın gitsin.

Esnaf şaşkın, esnaf tedirgin.

Esnafın başkanı telefonlara yetişemiyor. Bu telefonlarda hiç ama hiç kimsenin derdi “daha güçlü kapanma modeli, ile bir an önce bu dertten kurtulma” kaygısı yok. Kaldığım sürece ne yaparım?” diyende yok. Herkes, “Ben toplum için önemliyim, ben dükkânı açmazsam sistem tıkanır” havasında.

Hadi kırtasiyeci uzaktan eğitim döneminde el becerisi çalışacak çocuklara ürün satacak. Tekstilin acelesi ne? Zaten evdeyiz, 15 gün don giymesek ne olur ki?

Taa! 1990’a gittim. Sulhi Dölek yazmış, Metin Akpınar yönetmiş, Zeki Alasya, Metin Akpınar Ali Yalaz, Sema Yunak, Diler Saraç oynamıştı. “Nöbetçi Tuhafiyeci” adlı 25 dakikalık bir parodi.

Altını çizelim. Adlıhan Dere “Başkan” olduğu günden bu yana en sert duruşunu son "tam kapanma" sürecinde sergiledi.

Yerelde esnaf lehine alınan karar, sermayenin gücü ile ne yazık ki boşa gitti. Bu süreçte ATSO Başkanı Davut Çetin de Endüstri Meslek Lisesi’nden arkadaşı olan Dere'den geri kalmadı. Twitter havasında sert, net cümlelerle Ankara’ya seslendi. Ankara mı? Onu boşverin Antalya’nın yerel siyasileri ne yaptı ki? Hoş bu sadece Antalya değil, Türkiye sorunu zaten, o ayrı boyutu.

Ama olmadı. Bu yaşananlar ilerde sandığa yansırken, hükümet edenler bu yöneticilerden destek isteyebilecek mi sahi?

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, kendisine atılan çirkin iftira ile uğraşıp, basın açıklaması ile karşılık verirken yanında olanlar, esnafın yanında olamadılar. Evet İktidar Partisinin il Başkanı Avukat İbrahim Ethem Taş'tan söz ediyorum.

Kepez Belediye Başkanı en azından bölge esnafı adına aldığı kararla destek olmaya çalışıyor. Uğraşsa, esnafın yanında olsa da “yapamadım, söz dinletemedim” deseydi. Ama diyemiyorlar.

2023 sıkıntılı geçecek. "koalisyon" kötüdür deyip "ittifak" yaparak koltuğa tutunanları sıkıntılı bir süreç bekliyor.

Bu arada süreçte muktedirlerden korkmayıp mücadele bir isim de Antalya Fotoğrafçılar, Kırtasiyeciler ve Kitapçılar Odası Başkanı Mehmet Bayrak oldu.

Sosyal medyada şirinlik yapan diğer oda başkanlarının sesini duyamadık. Adlıhan Dere'yi devirme planı yapanlar da buna dahil. Oysa Adlıhan Dere onlara orta yapmıştı. Süreçte esnaftan yana tavır alıp, esnaf lehine çıkan kararın sürmesine katkı koyabilselerdi belki de kazanan onlar olacaktı.

Onlar ne mi yaptı? Bir zincir marketin ekonomik gücünü alıp AESOB yönetimini bitirme rolüne soyundu.

Biz not ediyoruz. Esnaf unutsa, Antalya'ya yapılan yanlışları biz unutmayacağız. Yarın bir yere gelmek için tabana "canımsın, ciğerimsin. Bu yola senin için çıktım" diyecek olanlara bu suskunluğu ben hatırlatacağım.

AESOB veya bir başkası.

Kimin yönettiğine değil, nasıl yönettiğine bakıyoruz.