Bugün yine BBC Türkçe sayfalarında geziniyoruz. Malum A Haber gözüyle bakamıyoruz dünyaya. Çıkmayan doğalgazı nereye, kaça satacağımızı, gitmediğimiz uzayda maden işleteceğimizi filan hayal edecek durumda değiliz.

 

1980'ler… Balıklar yok oldu

İskandinavya genelinde nehirlerden balıklar kaybolmaya başlamıştı. Ormanların bazı bölgelerinde ağaçlardaki bütün yapraklar dökülüyor, gövdeleri cılızlaşıyordu. Kuzey Amerika'da da bazı göllerde yaşam tükeniyor, suları ürkütücü yarı saydam maviye dönüşüyordu.


Nedeni: Kömür yakan elektrik santrallerinden çıkan kükürt dioksit bulutları havada uzun mesafeler kat ederek yeryüzüne asit yağmurları olarak düşüyor.


Asit yağmurlarının oluşturduğu tehditler neredeyse her gün gazetelerin manşetlerindeydi. Yıllarca üzerine perde çekiliyor, inkâr ediliyor, mesele diplomatik çıkmaza giriyordu. Ama bilim, şüphe bırakmayacak verileri ortaya koyduğunda harekete geçilmesi çağrıları da çözüme dönük eylemlere hız kazandırdı.


Çabalar sonunda, fosil yakıtların ortaya çıkardığı ve yağmuru asitleştiren kirletici maddelerin kontrol altına alınabilmesi için uluslararası anlaşmalara imza atıldı.


Peki işe yaradı mı?

Asit yağmurları Avrupa ve Kuzey Amerika için artık geçmişte kaldı ama başta Asya olmak üzere bazı bölgelerde hala bir sorun.

 

1980'ler: Ozon tabakası delindi

1985 yılında bir başka çevre sorunu da manşetlere çıkmaya başlamıştı. İngiliz Antarktik Araştırmaları (BAS) merkezinde görevli bilim insanları dünyayı Antarktika üzerindeki ozon tabasında oluşmaya ve genişlemeye başlayan bir delik konusunda uyardı.


Antarktika tepesindeki ozon tabakası 1970lerden sonra zayıflamaya başlamıştı. Dünya liderleri 1987'de Montreal Protokolü'nü imzaladı. Bu protokol tüm zamanların en başarılı çevre anlaşmalarından biri olarak görülüyor.


Yüz yıllık sorun: Kurşunlu benzin

Kurşunlu benzin, egzoz aracılığıyla havaya kurşun parçacıkları salıyor, bu parçacıkların havada solunması da kalp krizi, felç, çocuklarda zihinsel gelişimde bozukluklar dahil bir dizi sağlık sorununa neden oluyordu. Zengin devletler 1980'lerden bu yana kurşunlu benzine yasak getirdi.


Ancak gelişmekte olan ülkelerde kurşunlu benzinin kullanımından vazgeçilmedi, zira kurşunlu benzin ile yakıt üretimi, kurşunsuz benzine kıyasla çok daha ucuz


İklim değişikliği için ders alındı mı?

İklim değişikliği dünya gündeminin ön sıralarında. Bir uzman diyor ki: "Bu aralar, ozon tabakasındaki delik benzeri olayları çok sık duymuyoruz. Ozon tabakasını zayıflatan kimyasalların azaltılmasına yönelik uluslararası toplumun harekete geçmesi de, küresel ısınmayla mücadelede gerekecek işbirliğini gösteriyor.


İklim değişikliği sorununun çözümü, ozon sorununun çözümüne kıyasla çok daha karmaşık çünkü CFC gazlarına bulduğumuz alternatifler gibi fosil yakıtlara hemen getirilebilecek alternatifler yok. Ama bu hiçbir şey yapmayacağız anlamına gelmiyor, sorun çok önemli, çok büyük ve çözülmesi gerekiyor. Sanayi ve hükümetler geçmişte bir araya geldiklerinde küresel tehdit oluşturan çevre sorunlarını çözdüler, şimdi de yeniden bunu başarabileceklerini göstermeleri gerekiyor."