“1850 yılından itibaren ortalama 1 ºC (Santigrat derece)
olan küresel ısınmadaki artış, 2030'dan itibaren 1.5 derece ve üzerine çıkma
eğiliminde. Bu engellenemezse, düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin yok olması dahil
dünyayı görülmemiş doğal felaketler bekliyor.”
Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetler Arası İklim
Değişikliği Paneli (IPCC) Küresel Isınma Özel Raporu böyle diyor. Önceki gün
Hakan ile konuşuyorduk. “25 yıl önce ‘çevre’ kaygımız vardı, ‘yeşil’ kaygımız vardı,
çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya kaygımız vardı.
Gelinen nokta ortada. Ama siz olaya sadece kendi
çevrenizdeki “Suriyeli” popülasyonu açısından bakarsanız, “gelecekte ülkede
çoğunluk olacaklar” derseniz doğruyu
bulamayız.
Kızma da düşün. Avrupa’nın dört bir yanına dağılmış
Türkler memleketini seviyor ama oralarda, “gavur” idaresinde yaşamayı tercih
ediyor. Yani bulunduğunuz toprakları kimin yönettiği değil, nasıl yönettiğidir
aslolan. İlerde bu tanım, “nasıl bir dünyada yaşadığı” olarak değişecektir.
Son ziyaretimizde gördük ki; nükleer enerjinin
ülkemizdeki yegane merkezi Aliağa’da insanlar Antalya’da yaşayanlardan daha
mutlu. Çünkü orada gelir yüksek, harcama gücü günümüz insanını mutlu ediyor.
Gelin biz “küresel mevzuuya dönelim. Söz konusu rapora
göre ekolojik sistemler, doğal alanlar ve yerleşim yerleri üzerindeki birçok
kalıcı hasarın önlemesi için küresel ısınmayı 1.5ºC ile sınırlandırmak
gerekiyor.
Bu da tarımsal üretim ve enerji ile sanayileşme, inşaat,
ulaşım ve kentleşme politikalarında köklü ve hızlı dönüşümleri gerektiriyor.
Bunun için de ülkelerin Paris Anlaşması'nda sunduğu taahhütlerden daha
fazlasını yapmaları gerekiyor.
IPCC Çalışma grubu yöneticilerinden Jim Skea, bu konuyla
ilgili olarak, 1.5 derece hedefini tutturmanın bilimsel açıdan mümkün
göründüğünü ancak bunun için ülkelerin küresel ısınma ile mücadelede şimdiye
kadar üstlendiklerinden çok daha fazlasını yapmaları gerektiğini söylüyor.
Örneğin, 2050 yılına kadar küresel düzeyde arz edilen
elektrik enerjisinin yüzde 70 ile 85 arasında yenilenebilir enerji
kaynaklarından temin edilmesi de 1.5 derece artış hedefine ulaşmak için gerekli
görülen önlemlerden biri. Bu oran şu anda yüzde 25 düzeyinde.
Güney Kore’nin Incheon şehrinde yapılan basın toplantısı
ile kamuoyuna duyurulan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi’nin (UNFCCC) davetiyle 40 ülkeden 91 uzman tarafından kaleme alınan
IPCC raporuna göre küresel ısınma artışındaki hedef 1.5 derecede tutulabilirse,
küresel deniz seviyesindeki artış da 2100 yılına kadar, bu artışın 2 dereceye
çıkması halinde öngörülenden 0.1 metre daha düşük olacak. Bu da ada ve
sahillerde yerleşik halkların iklim değişikliği karşısında daha güvende
olmalarını sağlayacak. Küresel ısınma konusundaki anlaşma, yüzyılın ikinci
yarısına kadar küresel ortalama sıcaklığı en az 2.0 derece azaltmayı ve fosil
yakıt kullanımını devreden çıkarmayı hedefliyor.