Ben seçimlerde “parti” değil “aday” için oy kullanırım.

Son yerel seçimde sandığa gitmedim. Dünya görüşüm doğrultusunda oy vermem gereken aday göremedim Muratpaşa’da ve Büyükşehir’de.

 

Ancak, “Büyükşehir’de oyun var. Muhittin Böcek, CHP’nin adayı olabilir ama kendisi asla ‘solcu’ olmamıştır. Zaten yol arkadaşları da ‘solcu’ değildir. Ben bir AKP hizmetkarına oy vereceksem, gider en AKP’lisine veririm. Ama bende o da yok” dediğimde, en yakın arkadaşlarım kızdı, bana.

 

Bu cümleleri kurarken, ‘Merkez İlçe Başkanlığı’ndan ‘Belediye Başkanlığı’na yürüdüğü süreçte çok samimi olduğum Muhittin Böcek’i ve sevenlerini üzmüş veya öfkelendirmiş olabilirim.

 

Unutulmamalıdır ki; Nizamettin Özmen, Muhittin Böcek’ten çalıştığı yayın kuruluşu için ilan bile istememiştir. Dostluk yürüyemediyse, ‘değişim’e ayak uyduramadığımızdandır.

 

Yaşanan süreci hepimiz biliyoruz.

 

Başkan için yazılıp çizilenler vardı. Siyasetçiler değil, sağlıkçılar söylüyordu. “Bu aşamaya geldiyse ölmez ama normal yaşama dönemez…”

 

Yol arkadaşlarından birine sormuştum tam da o yoğun günlerde.

 

“Başkan çok kötü değil. Önceki gün uyandırdılar, adam kalkıp yürümeye çalışmış. Durumu sindiremiyor. Onun için uyutuluyor.”

 

Keşkelerim yoktur kendi adıma ama; Antalya için “Keşke sorun sadece sağlıkta kalıp ‘siyasi’ boyuta taşınmasaydı” diyorum.

 

Başkan Vekili olan kişiyi kim oraya atamıştı? Genel Sekreteri kim taşımıştı? Bunların yetki ve sorumlulukları kanunla belirlenmemiş miydi? Bilmiyorum.

 

Muhittin Böcek yaptığı açıklamada “Hastalık dışında bir acı gerçekle daha yüzleştim. 18 yıldır çalıştığım partimizin çatısı altında bulunan bazı menfaat gruplarının insan olmayı unuttuklarını gördüm. Uğrunda savaş verdiğimiz demokrasiye yakışmayan, seçilmiş bir başkanın inisiyatiflerini hiçe sayan uygulamalar yapmanın dışında; bu insanların, ben hastanede yaşam savaşı verirken öleceğimi, hatta öldüğümü düşünmeleri hepimizi insanlığımızdan utandırdı” diyor.

 

Ben burada kimi hedef aldığını biliyorum da ortadan bakınca atadığı vekil mi, taşıdığı genel sekreter mi, resmi partisi CHP’nin Genel Başkanı mı, hatta, “Babam AKP’ye gidecek” diyen oğlu mu?

 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin tantanalı bir ilçe kongresi vardı. O kongredeki sonu, “Sadece İlçe Başkanı Böcek ekibinden” diye yorumlamıştı bir partili. O salonda, o gün “Seni Başkan seçtirmeyeceğiz” diye slogan atıldığı da bana gelen duyumlar arasındaydı.

 

Son tespit…

 

Böcek, Büyükşehir değil de Konyaaltı’nda kalsaydı, o grup ‘seçilmesin’ diye çalışacaktı.

 

Hatta Konyaaltı için Döşemealtı’ndan ‘Başkan’ getirmeye çalışması da boş değildi.

 

Daha derine inmeyeceğim.

Her gün ahkam kesen siyaset uzmanları varken bana daha fazla laf düşmez…