Sokağında yoksun! Mahallende yoksun! Semtinde yoksun!

Köyünde de yoksun; ama internetin aldatıcı sanal ilişkileriyle keyifleniyorsun.

Ekran-internet kahramanlığıyla yurdunu, bölgeni, dünyayı bir çırpıda kurtarmaya çalışıyorsun.

"İstiklal Harbi" diyorsun!

İyi ki o dönemde tv-internet- facebook, twit yokmuş...

Yarım buçuk da olsa bunun neresi demokrasi?

Özgürce konuşamıyorsun. Yazamıyorsun, yayınlayamıyorsun.

toplanamıyorsun.

Hatta telefonda konuşamıyorsun, kaldırımda bile fısıldamak zorundasın.

Muhbirlik olmuş cihad!

Öyleyse seçimden seçime koşmak; yalan umutlar dağıtmak neyin nesi?

*

Siz, demokrasi şampiyonu, hükümet dışı orta büyüklükte partiler ve geri kalan küsuratçılar!

"Başkanlık sistemi" deyip durdunuz; ama Yeni Fetva Rejimi ya da Rehber İmamlık Düzeni diyemediniz!

Yeni düzenin iyiliğini, kötülüğünü konuşup durarak çanak tutuyorsunuz!

Sokak ağzıyla esip gürlüyor ve gün geçmeden susup oturuyorsunuz.

"Özgürlük ön koşulumuzdur" diyemiyorsunuz.

Oy hesabıyla iktidarların yandaşlarına  yaltaklanıyorsunuz!

*

İktidar sahipleri davalarından şaşmıyorlar!

Oysa sizin davanız da yok, mertliğiniz de!

Doğuda bir başka ağızla, kuzeyde bilmem nerenizle, batıda sivri dillerinizle konuşuyorsunuz; bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor!

Birkaç sloganla, söz cambazlığıyla idare ediyorsunuz!

Ne muhalefetsiniz ne de iktidar!

"Dini kullanma!" diyorsunuz; ama twit-mwit din ağzınızda sakız; şeyhlerin gerisinden ayrılmıyorsunuz!

Madem ki onlar gibi davranacaksınız, bu tiyatroya ne gerek var?

Erbakan'ın çürüklerini toplayıp duracağınıza Devletsiz Bey gibi yapın; katılın iktidar cephesine ve her seçimi kazanın!

*

Türklerden gayrısı ne olduklarını biliyor ve ona göre mevzileniyorlar; oysa Türkler fetvacılardan medet umuyor.

Türkler tarihte hiç rastlamadıkları biçimde ordularını ve yönetim egemenliklerini yitirdiler. Artık onlara ne içerdeki bin yıllık yoldaşları, ne de dışardaki dostları güvenebilir!

Gerçeklerden kaçarak zifiri karanlıktan kurtulacağınızı sandınız!

Kurtulamadınız!

Sazak,  31 Aralık 2018