“ÖZGÜRÜM, eşitim, onur ve haklar açısından diğer insanlarla. Ben de akıl ve vicdan sahibiyim. Kardeşlik duygusuyla doluyum diğer insanlara karşı.”

“YAŞAMA hakkıma, özgürlük ve kişisel güvenliğime saygı isterim. Köle de değilim, tutsak da; ticaretine de karşıyım bunların. Bana işkence yapamazsınız; aşağılayıcı ceza ya da işlem uygulayamazsınız. Saygı istiyorum hukuksal kişiliğime. Yasalar önünde eşitim; eşitçe korumalı yasalar beni. Çiğnerseniz temel haklarımı Anayasa’nın verdiği yetkiyle Ulusal Yargı Organları’na başvururum. Keyfi olarak tutuklayamaz, alıkoyamaz, sürgüne yollayamazsınız beni. Açık bir yargılama sonunda yasal sonuç alınıncaya kadar ‘suçsuz saymak’ zorundasınız beni, suçlasanız bile. Özel yaşamımı, ailemi, konutumu, yazışmalarımı keyfi müdahalelerden korumak zorundasınız. Gezme hakkım da var, yerleşme yerimi seçme hakkım da… Bu haklar yurt içinde de var, yurt dışında da… Yaşamımdan bezdirirseniz beni, başka ülkelere sığınabilirim; çünkü adi bir suçum da yok, Birleşmiş Milletler ilke ve amaçlarına aykırı bir davranışım da.”

“BEN yurttaşım. Beni bu hakkımdan yoksun bırakamazsınız. Hiçbir kısıtlama olmaksızın aile kurmak da hakkımdır, evliyken boşanmak da. Tek başıma da grup kurarak da mülk edinme hakkım var, engelleyemezsiniz. Düşünce, vicdan, din özgürlüğüm de var; inancımın gereklerini yerine getirme hakkım da. Engelleyemezsiniz; görüşlerimi açıklayabilme, herhangi bir anlatım yoluyla yayabilme hakkımı… Toplanma ve barışçı birlik kurma hakkım var; ama kimseyi buna katılmaya zorlayamam. ( o da katılmak istemeyenin hakkı.). Ülkenin yönetimine -özgürce seçilen temsilciler aracılığıyla- katılma ve kamu hizmetlerinde eşit koşullarda görev alma haklarım da var. Kullanacağım. Bu toplumun bir üyesiyim. Sosyal Güvenlik Hakkı’mı istiyorum. İş istiyorum ya da işsizliğe karşı korunma… Eşit işe eşit ücret ve de ‘sendikalaşmak’ istiyorum. Benim de hakkım dinlenmek. Ücretli tatil verin bana. Güvenceye alın benim ve ailemin sağlığını, huzurunu. Ana ve çocukların da sosyal güvenliğini siz sağlamak zorundasınız.”

“TEMEL Eğitim istiyorum, üstelik parasız. Yükseköğretim, yeteneklere göre tam bir eşitlikle herkese açık olsun. Bu eğitim, haklarıma ve temel özgürlüklerime saygıyı pekiştirmelidir. Hoşgörü, barış, dostluk geliştirici olmalı bu eğitim. Kültürel yaşama katkı yapmak ve de güzel sanatlardan yararlanmak istiyorum. Engellemeyin ne olur! İçinde yaşadığım topluma karşı yükümlülüklerimin; demokratik geleneğin getirdiği ahlak ve kamu düzeni ve genel refahın sağlanması için konan yasal sınırlamaların bilincindeyim.”

“Hele hele “İnsan hakları, insan hakları!” diyerek ‘Bildirge’ de yer alan hak ve özgürlüklerin yok edilmesine yönelik bir eyleme hakkımın olmadığının da hayda hayda farkındayım.”

10 ARALIK 1948’de -devlet olarak- imzaladığınız ‘İnsan Hakları Bildirisi’nin bir insan olarak, bir yurttaş olarak sağladığı haklar yazdırdı bana yukarıdaki satırları. Haklarımı koruyun! Yani ‘imza’ gereklerine uyun!..