Yanlış anımsamıyorsam tıp camiasında, insanlığın sağlığı için çalışacaklarına görevlerini doğru yapacaklarına, hiçbir durumun ve odağım etkisi altında kalmadan insanlığa, toplumun sağlığın hizmet edeceklerine dair hekimlerimiz Hipokrat yemini ederler.

Diğer meslek mensupları da aynı şekilde mesleklerini insanlık adına icra edeceklerine dair yemin ederler. Mesleğime başlarken ben de yemin ettim. İnsanların sağlığı için gece ve gündüz hazırda ve seferde her yerde ve her zaman, hiçbir menfaat gözetmeden çalışacağına şeref sözü verip yemin ettim.

1593 sayılı U.H.K.nun (u.hıfzıssıhha kanununun) 1. Maddesi şöyle demektedir:”Genç ve müstakbel neslin sağlığına musallat olan her türlü muzırla mücadele devletin temel görevidir.”der.

2872 sayılı çevre mevzuatımızın 8,-14.cü maddeleri ve diğer hükümlerinden ilgili yönetmeliklerden anlaşılan durum: çevrenin korunmasına azmi vurgu getirerek havayı kirletenlere 72 bin 197 lira ön görmektedir.

Anayasamızın 56.maddesi de şunu söylüyor. “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir”der. Çevreyi kirletenlere verilecek cezalar hakkında ilgili yasa ve yönetmeliklerde bir hayli hüküm mevcuttur.

Yürürlükteki yasa ve içtihatlara bakıldığında sistemi ve kurumları yönetenlere, diğer taraftan yasama gücünü elinde tutanlara çok ciddi görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Bu cümlelerden olarak, a)havayı, b) gıdalarımızı, c) sularımızı, d)topraklarımızı kirletenler hakkında tedbir alıp yatırım uygulayıp engellemeler de suç işleyenleri himaye etmekten dolayı yasa gereğince suçlu sayılmalıdır. Kanunlar uygulamak içindir.

Arıtma masrafından kaçınıp deniz, göl,akarsularımızı fabrikaların toksit zehirli sularını boşaltanlara, bilhassa fabrika, termik santrallerin bacalarından zehir saçarak hava ile ciğerlerimize kanser pompalayanlara, kentler boyutunda kötü trafik yönetimine çözüm getirmeyerek kamu sağlığının tehdit edilmesine neden olan, problemi çözmeyenlere, siyanürle, kükürt sülfürle, benzeri kimyasal maddelerle topraklarımız kirletenlere en acımasız şekilde yaptırım uygulanarak halk sağlığının korunmasına yönelik radikal tedbirler alınmalıdır. Sorunu yaratanlar kadarda buna göz yumanlar yahut gereğini yapmayanlar da aynı derecede çevre suçu işlemiş sayılırlar. Tüm siyasilerimizin, grevdeki bürokratlarımızın, STK’mızın, hülasa insanlığın bilgi ve dikkatine sunarım.