Sizi bilmemem ama benim beynime öyle
konularda, öyle oturmuş sözcükler gelir ki, ondan daha iyisi ile konuyu ve
olayı anlatamam. Yönetim ve yönetim sistemleri ve halk deyince de koskoca
organizasyonlar ve örgütsüz ve çaresiz insanlar aklıma gelir. Düşünür ve
üzülürüm!..
--Sözün başlangıcında Rakel Dink'in,
sonunda da şarkıcı ve söz yazarı Sıla'nın sözleri aklımdan çıkmaz.
--Hrant Dink'in cenazesi başında, eşi Ralek
Dink'in yaptığı konuşma, aslında bir cenaze merasimi konuşmasından öte bir
sistem sorgulama dersidir. Kim alır ise!..
--"Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27,
katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. BİR BEBEKTEN
BİR KATİL YARATAN KARANLIĞI SORGULAMADAN hiçbir şey yapılmaz
kardeşlerim..."
--İşte işin özü ve olay bu.
--Osmanlı'da da artık her gün bir toprak
kaybediliyor, duvarlara da küçülen haritalar kaybedilen yerler boyanarak
görünmez yerlere asılıyorken, Padişahın bile izinsiz adım atamadığı şey-ül
islam ve medrese takımı halka, sanki yüzlerce yıllık yönetimin onların ilgisi
ve bilgisi dışındaymış gibi, yoksulluğun ve devletin kötü yönetiminin sebebini
ŞERİAT'ten ayrılmak olarak anlatırlar, o zamanda da!..
--Ak Pati İktidarı 18 yıla varan bir tek
başına mutlak bir Tek Parti ve Tek Adam İktidarıdır.
--Plansız ekonomi politikaları bir tesadüf
değildir. Planlı yönetimlerde ne zaman, kim ne ve neyi nasıl yapacağını bilir.
Ortada bir hesap sorulabilirlik ve denetim mekanizması vardır.
--Plansız yapılar ise, Babası ölmüş ağa
oğlu gibi önüne geleni yer içer, satar geçer, ta ki babasının malları ve parası
bitene kadar. Şafak ise, oturduğu evi satmak zorunda kaldığı gün atar.
--Devletçi, halktan yana ekonomik
sistemlerden vazgeçip, Liberal, Sermaye sınıfından yana ekonomik yönetimlerin
seçilmesi ile plansız dönem zirve yapmıştır.
--Liberal ekonomik sistemin ilk kuralı
olan. "BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ ETSİNLER" görüşü, Günümüz
Türkiyesi’nde zirve yapmış ve artık zırvalama noktasına da gelmiştir.
--Hani Anadolu’da bir söz vardır.
"ALLAH DUMANINA-SİSİNE-KARINA GÖRE DAĞINI VERİR" diye.
--İşte Allah, bu halka göre de yönetimini
vermiştir. Her halk, hak ettiği yönetimlerce yönetilir denilen cinsten..
--Yıllardır Adalet, Kalkınma, Partisi ve
sayın Erdoğan tarafından yönetilmekteyiz.
--17 yılda yeni doğan oğlan artık
"şeyinin ucunda peynir kırıntıları görür" der bu ahali.
--17 yılın ilk yılında doğana bir kuzu en
az 15 döl verir bir sürü yaratır. Sığır, inek ve boğaları ile birlikte çiftliğe
sığmayan sürü yaratır.
--17 yılın ilk yıllarında dikilen ağaçlar
tonlarca meyve verir.
--17 yaşına gelen bir çocuk artık yaşamına
karar verecek, mesleğini seçecek okuyacağı üniversiteyi arar bulur.
--17 yıldır Ak Parti iktidarı ise hala
maymun iştahlı genç kız/oğlanlar gibi her gün bir tarafa gülücükler dağıtmakta.
--İşin enteresan tarafı ise, muhalefetin
bir bölümü işbirlikçilik yaparak iktidardan nemalanmakta iken, muhalefetin
diğer bölümü ise, kafayı kuma gömmüş, kendi küçük dünyasını kurmakla meşguller.
--1970'li yıllar. ABD'ye rağmen, Kıbrıs
Barış Harekatı yapılmış, adada ki TÜRKLER korunmuş, HAŞHAŞ EKİMİ serbest
bırakılmış, ABD'de Zbigniew Brzezinski (ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı) talimatı
ile TÜSİAD tarafından gazete ilanları ile tehdit edilmeye başlamış, tüp, mazot,
yap her yerde kısılmış hükümet itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.
--Bu zor günlerde, Başta İzmir, Anakara,
İstanbul olmak üzere CHP'li belediye başkanlarınca yöneticiler illerde,
belediyelerce,
TAZİM SATIŞ MAĞAZALARI kurulmaya
başlanmıştır.
--Bu mağazalar aracılığı ile piyasalar
dengelenmeye çalışılmışsa da, Ecevit Hükümeti yıkılmış ve ünlü Milliyetçi Cephe
(MÇ) Hükümetleri kurulmuş, bir günde ülkede her şey bollanmış, güllük
gülistanlık olmuştur.
--İlk olarak 1973 yılında İZMİR'de
TANSA(Tanzim Satış) olarak kurulan mağaza/dükkanlar, 1976 yılında "Tanzim
Satış Müdürlüğü" adı altında belediye organizasyonu olarak düzenlemiştir.
--Bir çok ilde CHP'li Belediyelerce açılan
bu Tanzim Satış dükkanları, serbest rekabeti engelliyor denilerek ekonomik kıskaç
altına alınmış ve zaman ile de başka partilerin eline geçen belediye
yönetimlerince de kapatılmıştır.
--İşin en enteresanı ise, İZMİR Tansa, 1986
tarihinde Tansaş İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Ticaret A.Ş. haline
getirilmiş; 1996 yılında da, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Tansaş
hisselerinin yüzde 32.98'i halka satılmıştır. 1999 yılında da bu hisseler Doğuş
Grubu tarafından satın alınmıştır.
--2002 yılı içinde, Macrocenter'ı kendi
bünyesine katan Tansaş, 10 Kasım 2005'te Migros'a satılmış, 2008 yılı sonunda
270 mağazası olan şirket, 2016 yılında Migros ile birleşmiştir.
--Ne acıdır ki, Tansaş'ların kapanmasına
sebep olan ekonomik sistemin uygulayıcısı Ak Parti hükümeti, BUGÜN SORUNLARDAN
ÇIKŞI YOLU OLARAK, Tanzim satış ve Kooperatifçiliği ön görmekte ve uygulamayı
bir seçim vaadi olarak sunmaktadır.
--İşin üzücü tarafı ise, Ülkede bir döneme
TANZİM SATIŞ ile piyasaya damgasını vuran CHP'nin bu günkü misafir yöneticileri
kafalarını YEREL SEÇİMDE kendi adamlarını bizlere seçtirme kurnazlığı ile
uğraşmakta ve olan biten ile ilgileri, bilgileri olmadığı gibi iki kelam edecek
adamları bile ortalıkta görünmemekte.
--EYYYY CE HA PE, elbette ki CHP'nin
değerli yöneticileri, Ak Partinin kurtuluş yolu gördüğü ve partinizin övünç
kaynağı projelerden olan TANSAŞ gibi örnek projelere siz bugün de sahip
çıkmayacaksınız ne yapacaksınız!..
--Haa burada söz sırası SİZE GELİYOR EY SOL
SOSYALDEMOKRAT arkadaşlar. Sizler bu partiyi ve bu yöneticileri küçük çıkarlar
uğruna bu hale getirdiniz.
--O yüzden Rakel Dink ile başladığım yazıyı
Sıla'nın dizeleri ile bitireyim!..
--"İki satırlık adamları musallat
ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz!.."