Ah be Sıla, yapmayacaktın, yazmayacaktın bu dizeleri,
söylemeyecektin bu sözleri böyle. Ve bana ilk satırlarda yazdırmayacaktın
bunları: "İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze, /Bundandır böyle
dibe vuruşumuz!.." diye.
--Bu Anadolu var ya, öyle güzel, öyle verimli topraktı
ki, neler bitmez neler. Sözler bitmez, olaylar bitmez, nefesler bitmez. Hatta
öyle ki, insanlarının başında bir tek, "ot bitmez". Onun dışında her
şey biter. O yüzden, ne dertler biter, ne ömür!..
--Dün memleketim olan, ama biz devleti yönetelim derken,
Demirel"in deyimi ile "GAP'ı gaptırmam" derken, çoğu şey,
gaptırdığımız memleketim Antalya'da son zamanlarda olan bazı şeyleri görünce,
yöredaşım Fakir Baykurt'un bir kitabının adı ve Anamızın, Babamızın söylediği
bir söz aklıma geldi.
--"ŞAMAR OĞLANI!.."
--Konuya siyasi gireceğim. Hatta partim CHP açısından
gireceğim. Partim diyorum. Çünkü ben Atatürk'ün kurduğu partim CHP üyesi
biriyim. O yüzden ne terk edebiliyorum; ne de kapısından içeri girebiliyorum.
Ama CHP'liyim. Ne demekse!..
--"Şamar oğlanı" değimi, feodalizmin değişim ve
dönüşüme başladığı, artık soyluların "eğitim şart" dedikleri 16'ıncı
yy'larda duyulmaya, görülmeye başlanan bir sözdür. Anadolu'da Analar-Babalar,
Atalar söyler, dediğim gibi Fakir Baykurt bile öyküsünü yazar ama, hep imalar
ile geçiştirilen bir sözdür.
--Hem batıda, hem soylu ve saray camiasında, "şamar
oğlanı" eğitimin bir parcasıdır.
--Eskiden "sopa" eğitimin en temel
araçlarındandı. Hele falaka, Ömer Seyfettin'e bile öykü yazdıracak kadar
muhteşemdi.
--Soyluların çocukları ders sırasında ya da eğitimlerinin
her hangi bir aşamasında bir eksiklikleri, yanlışlıkları olur ve
cezalandırlmaları gerekir ise; bu cezayı, en alt sınıf/tabakadan bir yaşıt
çocuk çeker, sopayı yer, soylunu çocuğu ise, "ha bak, bunu böyle yapmam ya
da yapmam gerek diye de, bir ders çıkarması düşünülürdü"
--Atatürk, İnönü, Bayar gibi, kurtuluş savaşının
küllerinde, bilgi ve fikir sahibi insanların kurduğu bir partidir CHP. Soy ise,
soyludur. Boy ise, boyludur.
--Bu gün genel merkez da dahil her şeyinin tartışılması
gerekebilir. Gerkildir de. CHP, diğer düzen partileri gibi, "bastır
paraları leylaya" denilecek, parayı bastıranın düdüğü çalacağı bir parti
değildir. Gel gör ki, durum da budur.
--Ancak, Öyle "öyle, dağdan gelip, bağcıyı da
kovmak" herkesin harcı da değildir. CHP, küllerinden doğacak kadar külleri
olan, ANKA/SİMURG KUŞU gibi kutsal bir partidir.
--Acık acık, CHP, soysuzlara, it ve uğursuzlara
bırakılmayacak kadar değerli bir partidir.
--Anadolu'da bir söz vardır. "Anası ölen bılla,
Babası ölen ağa olur" diye. Tamam bu partinin Anası-Babası ölmüştür, bu
parti öksüz ve yetimdir ama, SOYSUZ da değildir.
--Ben CHP ile ilgili eleştirilerimi her zaman önerilerim
ile birlikte yazdım. Yazacağım da.
--Ama, bilmem kimler gibi, kral ya da kralın soytarısı
yapılır iken ses çıkarmayaclar, nemaları kesileceğini anlayanların,
feryatlarına da; "Hadi canım de" diyor İsmet İnönü, mezarıdan.
--CHP'yi işlerine geldiği zaman kullanıp, işlerine
gelmediği zaman itibarını sarsacak sözler söyleyip, davranışlar sergileyerek,
kimsenin şamar oğlanı yapmasında izin vermeyiz. Kimse kurura bakmasın.
-- Ha bu arada da, sayın Genel Merkez de, İl ve İlçelerde
sayın Başkanlar da, bu sağ duylu seslere kulak verseler iyi olur.
--Bu partide kaç genel başkan geldi geçti, il ve ilçeler
de kimler başkan oldu, adlarını anımsayan kaç kişi var.
--Kendileri umurumda değil de, "olacak ve öleceğe
çare bulunmazmış"; partim CHP'ye kimse kıymasın.
--Partim CHP'yi kimse ŞAMAR OĞLANI sanmasın.
--Son zamanlarada, yazdığım yazılarımı açık açık
okuduğunu belirten bir kaç CHP yönetici dostum arkadaşımın dışında "sinsi
sinsi okuyup egeçen"ler umarım bu yazıyı okurlar.
--"MEZARLIKLAR, kendilerini vaz geçilmez sananlar
ile doldur" der yine Anadolu'da bir özlü söz.
--Heyyy yönetiiciler, partimi "şamar oğlanı"
yaptırmayın ama, siz de yapmayın. Burası tezek tüccarı olan babalarınızın
çiftliği de değildir.
--Adil ve vicdanlı olun. Bu tür sağ duyulu seslere kulak
verin. Partimizi şamar oğlanı yaptırmayız ama, şamar atmasını da bilmez
değilizdir. Haberiniz olsun.
--Sonra, MART KARININ nerenize ve nasıl yağdığını
anlamsınız bile.