Her sabah uyandığımda, bir şekilde bir ayna beni buluyor ve beni bana gösteriyor. Neden?

--Her sokağa çıktığımda, bir şekilde işlek caddelerin mutsuz insanları, dilenen çocukları beni, bana anımsatıyor. Neden?

--Neler oluyor demek için açtığım TV kanallarını dolaşırken, kuru-bayat ekmek girmeyen evlere, zengin mutfağı olmasa da, Japon mutfağının sushi tarifleri giriyor. Nori yapraklı, füme somon balıklı. İşte bunu da bana sormayın!..

--İkili sohbetlerde ağlayan, en muhafazakar patronlu dükkanların çalışanlarından da artık, yaşamın zorluğu ve pahalılığından şikayetler duymaya başladık ya, bunun sebebini de sormayın!.

--Memleket elden gidiyormuş!..

--Ülke toprakları kiralanıp el altıdan satılıyor muş. Valla her ne kadar Angara'da yaşam da, Anamın -Babamın bana da yetecek kadar fazlası ile tarlası tokadı var. Biz satmayız. Onu da bana sormayın isterseniz!..

--Ülke gittikce karışıyor, herkes federasyonları tartışıyorlarmış. O, öyle olur ise, nereden bir ev alalım da fırtına geçinceye kadar cebimizde ki dolarlar ile günü gün ederiz diye düşünenler varmış. Ona da karışmam kardeşim. Antalya'yı Kurtuluş savaşında İtalyanlar bile sevmemiş. Oradan da yırttım valla.

--Hayat pahalıymış. Asgari ücret bilmem kaç lira olmalıymış. Gülüyorum ya. Her akşam oturdukları masanın yemek parası asgari ücretin en az iki katı olan adamlar, "asgari ücret"i tartışıyorlar. Ücretliler de bunu, ağızlarını sulana sulana büyük bir zevkle, orgazm olarak dinliyorlar. Masada da değilim, asgari ücret ile de işim olmaz. Ne hali olan görüsün.

--Hava durumu sunucu ve yorumcuları en soğuk ve uzun kış gecelerinden söz ediyorlar. Yaşlı amca ve teyzeler ısınacakları, doğal gaz ve elektriğin pahalılığından söz ediyorlar; gençler ise nerede ski(kayak) yapacaklarının muhabbetindeler. Ne doğal gaz pahalılığından sorunum var ne de ski yapmak gibi bir derdim var. Bana ne ya, doğal gazınızdan!.. Ağlayın durun, ağız dolusu ski yapanların muhabbetleri ile.

--Ey güzelim Anadolu.

--Sen ne güzel memleket, toprakmışsın ya. Bak neler üretmişsin bunlara:

--El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar!...

--El, ile gelen düğün bayram!...

--İlahi Özay Gönlüm, şimdi de sen nereden takıldın aklıma: AYRANI YOK İÇMEYE, TRAKTÖR İLE GİDER EKİN BİÇMEYE!.

--Elin işine bedava koşar, Kendi işine paralı avukat tutar!..

Ne de cins sözler bunlar ya. Sabah sabah nereden de gelir şu olmayan üç kuruşluk aklıma.

--En iyisi şu abuk subuk satırlara son vereyim de, saati geldi, "güzel memleketimin" güzel haberlerine bir bakayım.

--İki trafik kazası, bir adam öldürme, yüz yıl önce annesinin cami avlusuna bıraktığı teyzelerin "iç sızlatan" anne arama maceralarına bakayım ya.

--Metin Akpınar ile Müjdat Gezen'lere soruşturma açılmış.

--DİSK üyesi sendikalar üret zammı için gösteri yapıyorlarmış.

--Tarlada pancarları beklerken, şeker fabrikaları, ..gil amcaların taşeronlarınca satın alındığı günler sessiz olanlar, Amerikan Şekeri yemek için ağızlarının suyu akmaya başlamışlar.

--Sana, Vita margarinleri piyasaya sürülürken, ZEYTİN YAĞLI yiyemem amman, BASMA DA FİSTAN giyemem amman" diye türkü çığıranlardan sonra, sanırım bu günler, "onu alma, beni al" diyen şarkılar ünlenir gari.

--Bir de şu Osmanlı'yı yasakçı diye "tu kaka " derler. Bak Namık Kemal bile: ". Vatanın girdik kanına

Leke getirdik şanına

Cümlemizin bok canına

Ne utanmaz köpekleriz!..." demiş.

--Haa, sen oradan, oturduğun yerden bana, sen mi yaz diyorsun.

--Yoookkk öyle yağma. Ben jandarma dipçiğinden, çirkin ördek yavruluğuna varıncaya kadar her şeyi yaşadım.

--Yok öyle yağma, Bertolt Brecht'in dediği gibi

"YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ

kim mi kurtaracak seni köle

görecekler seni kardeş

yuvarlananlar uçuruma

duyacaklar çığlıklarını

 

seni köleler kurtaracak kurtaracaksa

ya hep beraber ya da hiç birimiz

kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden

ya hep beraber ya da hiç birimiz

 

kim mi kurtaracak seni aç insan

bize gel ekmek istiyorsan bize gel

kıvrananlara açlıktan

biz gösterelim sana yolu

biz açlar vereceğiz sana ekmeği

 

ya hep beraber ya da hiç birimiz

kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden

ya hep beraber ya da hiç birimiz

 

kim mi alacak öcünü yenilmiş adam

vurulmuşsun madem

gel yaralıların yanına

gerçi biz zayıfız kardeş

zayıfız, yaralıyız ama

alırsak biz alırız öcünü senin

 

ya hep beraber ya da hiç birimiz

kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden

ya hep beraber ya da hiç birimiz

 

kim tutacak elinden bitik kişi

birleşmek zorundadır başkalarıyla

yoksulluğa dayanamayan

birleş sende yoksullarla durma birleş

yarına bırakmayanlarla bu işi

 

ya hep beraber ya da hiç birimiz

kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden

ya hep beraber ya da hiç birimiz!.."