Her zamanki ukala tazım ile herkese akıl veren ukala girişimi yapayım. Demokrasi nedir?

--Atatürk'ün, CHP'ye denetlesin diye bıraktığı İŞ BANKASI mirasının gelirleri ile yaşayan TDK: "Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık" derken,

--Bir başka sözlük:"siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi." diyor.

--Ortak sözcükler, Halk, temsil, seçim.egemenlik, özgür seçim.

--Şimdi siz bu sözcülkerin karşılıklarının olduğu seçim süreçlerini görüp, yaşadınız mı? Ben hayır.

--Eee, o zaman demokrasi bu ise, bu da gerçek yaşama geçirilmiyor ise, neden demokrasiye inanayım?

--Demokrasi ile ilgili düşüncelerim bu iken, YÖNETİM İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİMİ DA YAZAYIM: Aynı ukalalığa devam.

--Yönetim:Sözlükler, "1.yönetmek işi, çekip çevirme; 2.yönetmek işini yapan makam." derken; tdk:"Bir kuruluşu yönetmekle görevlendirilmiş kimselerin hepsi, umumi heyet" diyor.

--Yani bir kurum, kurluş ve organizasyonu yönetmek işi.

--Peki size bir soru soruyormuş yapıp kendi kendimi yanıtlayayım.

--Günümüzde, Devlet, belediye, şirket gibi devasa yapılar nasıl yönetilir ya da yönetilmesi gerekir?

--Devlet ve Belediyelerden önce, günümüzde ki şirketlerin nasıl yönetildiğine bir bakalım.

--Gelenkesel Aile şirketleri olarak başlayan devasa şirket yönetim yapıları artık CEO(Chief Executive Officer:yönetim kurulundan aldığı hedefi gerçekleştirmek için strateji oluşturup uygulayan; şirketin bugününü yönetirken yarınını da planlayan ve yönetim kuruluna hesap veren kişidir. CEO, yöneticilerin yöneticisidir) ile yönetilmeltedir.

--Bir şirketin temel amacı kâr etmektir. Ama gördüğünüz gibi CEO denilen amcalar, şirketin geleceğini de planlıyorlar.

--Günümüz dünyasın de her şey, insan ilişkilerinden tutun da, üretim, tüketim, uluslararası ilişkilere kadar her şey dışarıdan bakıldığında karma karışıktır. Ama konuyu bilenler açısından bu karmaşa bir düzen içinde işler.

--Türkiye hariç, dünyanın her yerinde YHT(yüksek hızlı tren)ler, sinyalizasyon sorunundan dolayı kaza yapmazlar. Az gelişmiş ülkeler hariç diye de ekleyelim de haksızlık olmasın.

--Dünyada sistemler böyle işler ve bilgide bu kadar aleni iken neden bilgiden yararlanılmaz?

--Çünkü, az gelimiş ülkelerde ve geleneksel şirketler dahil hiç bir organizasyon hesap vermez. geleceği planlamak gibi bir derdi olmaz. Bu gün onlar için yeterlidir YARINA ALLAH KERİM!..

--İşte demokrasi ve günümüzün çağdaş yönetim yapıları bu iken ve dünya ekonomisi, siyasi yapısı, ekonomik ve doğal kaynakları kontrol edilip talan edilirken, bu işlerin tesadüfen şeyler ile ve tesadüfen yapıldığını düşünmek pek saflık olmaz mı?

--Demokrasinin tanımı "halkın özgür iradesi ile kendini yönetenleri seçmesi" ise, halkında bir çıkarı ve beklentisi olmaz mı? Elbette ki olur.

--Eee, hakim sınıflar ve sermaye yöneticileri tarafından yönetilen kurum, kuruluşların yöneticileri nasıl seçilir o zaman?

--Her şeyin hakim çıkar sınıf ve çevrelerince kontrol edildiği günümüzde, seçimlerinde özgür iradeler ile yapıladığını, yapılacağını beklemek pek saf dillik olmaz mı?

--O yüzden ben demokrasiye inanmam!. Yoksa demokrat adam, demokrasiye inanmaz mı?. Eee Demirel'in değimi ile "ÜLKEDE DEMOKRASİ VAR İDİ DE, BEN Mİ İNANMADIM?!.."

--Günümüz yönetimlerinde sorun, hamset ile gerçekliğin iç içe geçirlilmesindedir.

--Elbetteki halkın seçimleri şeklen de olsa göz önünde bulundurularak, ama başarının da göz ardı edilmemesi gerekmektedir Günümüz dünyasının en önemli organizasyonlarından siyasi partilerin, belediyelerin hatta devletin de deneyimli, bilgili ve öngörülü yöneticilerce yömetilmesi ve bunların doğru seçilmesi, atanması gerekmez mi

--Elbette ki demokrasi ve seçimler önemlidir. Ama devlet, belediye gibi devasa yapı ve organizasyonlar ile bütçelerin de amatör yapı, kişi ve kuruluş yöneticilerince de yönetilmesinin yaratacğı sakıncaları son yıllarda yaşanlar ile de görmedi isek, ben siz ne diyeyim ya!..

--Demokrasi'ye evet ama, siyasi parti ve kuruluşlarında, kendi ilke ve amaçları doğrultusunda yöneticiler tarafından yönetilmesi de göz ardı edilmemelidir.

--Profesyonel olmasa da, deneyimli yöneticilerin yanına ve arkası da halkın taleplerini göndeme getirecek, yönetime taşıyacak seçilmişler ile de doldurulması gerekmektedir.

--Bu sebep ile, yerel yönetim seçimleri ile seçimler sonra oluşacak yönetim erklerinde oluşuacak, oluşturulacak yapılarında bu durumlar göz önüne alınmalıdır.

--Derim de, siz ne dersiniz bilemem!..