Nazım Hikmet Ran, siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklanmış ve yaşamının önemli bir bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nâzım Hikmet, çeşitli cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yatmış, birçok haksızlığa uğramıştır. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmış, 3 Haziran 1963 te geçirdiği kalp krizi sonucunda Moskova’da ölmüş ve Novodevichy manastırının yanında, Novodevichy Mezarlığı'na gömülmüştür.

Nazım HİKMET’in vasiyetine rağmen mezarının Rusya’da olması, kabul edilemez. Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır, Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Nazım Hikmet sadece ve sadece düşünceleriyle yazdıklarından suçlanmış, bu uğurda yıllarca hapis yatmış ve sonra da vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Hiç kimseye düşüncelerinden dolayı eziyet edilmemeli, sürgün gibi insanlık dışı bir uygulamaya layık görülmemelidir. Geçmişte hata yapılmışsa dahi itibarı iade edilmelidir.
Ölümünden sonra birçok siyasi parti, Sendika, Toplum kuruluşu ve dernek büyük ustanın mezarının Türkiye’ye getirilmesini istemiş, bu konuda seslerini yükseltmiş, ancak 54 yıldan beri hiçbir sonuç alınamamıştır. 1951 yılında vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet RAN’ ı vatandaşlıktan çıkaran karar, ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılarak vatandaşlığı iade edilmiştir. Bu karara ve açık vasiyetine rağmen mezarının Türkiye’ye getirilememiş olması açıkça bir ayıptır.

Ünlü şair Nazım Hikmet'in naaşının Novodevichy Manastırı'nın bitişiğindeki Novodevichy Mezarlığı'ndan alınarak vasiyeti doğrultusunda, Anadolu’da bir köy mezarlığına gömülmesini hasretle bekliyorum. Gelin bu hasreti bitirelim, Nazım Hikmet’i Anadoluya getirelim.

 

Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, 
ölürsem kurtuluştan önce yani, 
alıp götürün 
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, 
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, 
tarlalar orta malı, kanallarda su, 
ne kuraklık, ne candarma korkusu.

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, 
- öyle gibi de görünüyor - 
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni 
ve de uyarına gelirse, 
tepemde bir de çınar olursa 
taş maş da istemez hani... (Nazım HİKMET RAN)