Bütün dünya ve bizler hep birlikte evlere kapandık. Alışık olmadığımız bir durum bu. Ama can korkusu baskın gelince, bu sıkıntılı duruma da uyum sağladık. İnsan nelere alışmıyor ki... Bilmem farkında mısınız? Sabahları kuş sesleriyle uyanıyoruz. Şehrin o uğultulu trafiği, gürültüsü, patırtısı kalmadı. Artık kuşların sesi duyulur oldu. Sanki toptan “sakin şehir” moduna girdik. Meydan özgür, sokak hayvanlarının artık. Kuşlar bile cam önlerine korkmadan gelip, ötüşüyorlar. Sanki farkındalar insanların evlerinden çıkamadığının!

Küçücük bir virüs bütün insanları eve hapsetti. Doğayı bunca zaman kirleten insanlar olarak, evlerde kalmamızın birçok faydası da olmuş, bilim adamlarına bakarsanız. Hava kirliliği azalmış mesela. Ozon tabakasındaki delik de kapanıyormuş! Tabii sanayi durdu, trafik durdu, neredeyse hayat durdu ama belli ki tabiat canlanıyor, kendini yeniliyor! İnsan evde oturdukça, düşünmeden edemiyor, biz insanlar gerçekten de doğanın kirlenmesine neden olurken, başımıza geleceklerin farkında değil miydik? Oysa bilim adamları ne kadar uzun bir zamandır uyarıyordu insanlığı?

Evde vakit geçmiyordu ilk zamanlar, ama şimdi vakit yetmiyor. Ev halkıyla birlikte sohbet etmek, hiç olmadığı kadar tasarruflu olmanın yollarını araştırmak, en az alışverişle, en verimli beslenmenin nasıl olabileceğine kafa yormak, acil ihtiyaçlarla, acil olmayanları saptamak az şey mi? Bu arada ben eldeki malzemeyle, kaç çeşit yemek yapılabilir konusunda, uzmanlığımı bir hayli geliştirdim. Kütüphanemdeki okuyamadığım kitapları da okumak üzere sıraya koydum. İngilizce çalışmak da uğraşlarım arasında oldu. Evdeyim ama televizyon, internet ve gazetelerle dünyayı takip ediyorum herkes gibi. Haberler, eskisinden daha fazla ilgimi çekiyor! Ama televizyonlarda, yaşlıların virüsten ölme riskinin çok fazla vurgulanmasından memnun değilim. Çünkü bu sözler, annemi korkutuyor! Bence çocukları ve yaşlıları koruyalım ama korkutmayalım.

Evdeyken kendimizi meşgul edecek pek çok şey bulmayı başarıyoruz ama bu durum ne kadar sürecek diye düşünmeye başladığımızda, belirsizlik hepimizi korkutuyor! İşte öyle zamanlarda karamsarlığa kapılıyoruz. Bundan kurtulmanın yolu; güzel anlarımızı hatırlamak, evimizde sağlıklı ve güvende olduğumuzu bilmek, sevdiklerimizle internet ve telefonlar üzerinden teknolojik imkanlarla iletişimi sürdürmek olmalı diye düşünüyorum. Bir de korona günlüğü tutuyorum. Size de tavsiye ederim. Çünkü başımıza gelenler için, kendi çapımızda ve kendi bakış açımızla, tarihe not düşmek gibi oluyor bu.