Alzheimer’le tükenen hayatlar, henüz anlatılamamış ve anlaşılamamış dramlara benziyor! Hem hastaların, hem de onlara bakan yakınlarının hikayeleri çok ama çok acıklı bir “ Tükenen hayatlar trajedisi” gibi. İşin kötüsü, bu trajediden çıkış ya da kurtuluşunuz yok! Çünkü hastanın hayatı tükenirken, ona bakan yakınının da hayatı tükeniyor! Oysa insanlar yeterince duyarlı olsalar, hasta yakınının sıkıntılarını, kendine ayıracak bir parça zamana ne kadar ihtiyacı olduğunu görüp yardımcı olsalar, biraz soluk aldırsalar, hatta onlara bu şekilde yardımcı olmayı kurumsallaştırsalar fena mı olurdu?

Bu konuda hepimize herkese büyük bir sorumluluk düşüyor! Ama en çok belediyeler ve tabii devlet kurumları bu konuda ön almalı! İnsan ilişkilerinde var olan kopukluk ve duyarsızlık, çevremizdeki dramları ve komşularımızın, arkadaşlarımızın hatta yakınlarımızın başına gelenleri görmemize ve empati kurmamıza engel oluyor! Oysa, “alzheimer hastası” na bakan hasta yakınına;
“ Dışarda işin varsa, hastana iki saat için bakabilirim.” Ya da “ Bugün alışveriş yapacağım, senin için de yapabilirim.” Demek, hiç de zor değildir! Ya da hastaya bakan kişiyi ziyaret edip, yardımcı olmak, ona moral vermek, yalnız olmadığını hatırlatmak, yaşadığı stresi azaltmak açısından önemlidir! Yaşamdan kopmasını önler, sosyalleşme ihtiyacını giderir.

Alzheimer hastaları bütün gün yanından ayrılamayacağınız, yalnız başına bırakamayacağınız, her zaman bakıma ihtiyacı olan kimselerdir! Onları bir yabancıya da gözü kapalı emanet edemezsiniz! Bir çocuk kadar savunmasız, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtırlar! Zaman içinde giderek daha da kötüleşen hafızaları, herşeyi, herkesi unutmaları, zaman ve mekan kavramlarını kaybetmeleri dolayısıyla gözünüzün önünden ayıramayacağınız bu hastaların giderek tükenen hayatları, onlara bakan yakınlarının ve sevenlerinin de hayatını tüketir! Onları bırakamadıkları için de sosyal yaşamdan kopan, uykusuz kalan ve sürekli sabırlı ve sevecen davranmak zorunda olan hasta yakınlarının yaşadıkları sıkıntıları anlamak için, kendinizi bir an, onların yerine koyun! Empati yapın! Bugün olmasa bile yarın, sizin ya da yakınlarınızın başına gelebilecek bir durumdan söz ediyorum. Giderek yaşlanan bir nüfusumuz var ve alzheimer türü yaşlılık hastalıkları da artıyor! Bu konuya ciddi ve bilimsel yaklaşımlarla çözüm üretmeye çalışan Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Profesörü İsmail Tufan Hoca, yalnızca Antalya’ da değil, Türkiye genelinde yaptığı çalışmalarla da takdir topluyor. Yurtdışında da başarılı çalışmalarıyla tanınan hocamızın rehberliğinde, onun yetiştirdiği gerontolog’larla birlikte, belediyelerimizin konuya ilişkin yapacağı kurumsal çalışmalar “ alzheimer’la tükenen hayatlara” da umut olacaktır!