Seçimler geldi geçti. Bu seçimin diğer seçimlerden farkı kimin kazanıp kaybettiği değil.

24 Haziran da yapılan seçimler 1908 yılından beri güçlendirilmek istenen parlamento ve hukukun üstünlüğü dayalı yönetim sistemi olan demokrasinin budanması ve parlamentonun yani meclisin yetkilerinin kısıldığı yetkilerin çoğunun kişi iradesine bırakıldığı bir yapıya devşirildiği bir seçim olmuştur.

Bu yapılanmanın farkına varan seçmen geçen referandum da hayır demesine rağmen metazori olarak yok sayılmıştır.

Bunun sonucu olarak yeni anayasaya göre uyum yasaları zamanında çıkarılmayıp; erken seçim kararı alınarak, meclis dışlanmış, kanun hükmünde kararname ile bir iradeye dayanarak uyum yasaları çıkarılmıştır.

Bu acele niye gözlerden kaçırılmak istenene bir şeyler mi var acaba? Bu uyum yasaları niye meclis açıkken ve zamanın da meclise getirilmedi?

Tarihte Demokles’in Kılıcı diye bir efsane vardır. Bu efsanede “MÖ.4.yüzyıl: Akdeniz’de-Sicilya adasında- Sirakuza kralı Dionysios.

Kralın sarayında Damokles isimli bir yakın dostu ve aynı zamanda danışmanı bulunmaktadır. Kral Dionysios ve danışmanı Damokles; ülkenin yönetimi konusunda sürekli konuşmaktadırlar. Ancak, bu konuşmalarda, ana tema: Damokles tarafından, sürekli olarak: kralın ve krallığın bahşettiği mutluluklardan söz etmektir.

Kral Dionysios, bu konuşmalardan bıkar ve bir gün Damokles’e, “Bu mutluluğu, senin de tatmanı istiyorum” der ve krallık tacı ve tahtını, büyük bir şölen düzenleyerek, Damokles’e devreder. Damokles, büyük bir sevinçle, krallık giysilerini giyer, tacını takınır ve tahta oturur. Şölen devam ederken, birden, başının üstünde: tahtın hemen yukarısında bir şeyin sallanmakta olduğunu görür. Dikkatlice baktığında ise, bunun “at kuyruğu kılına bağlı, keskin ve büyük bir kılıç” olduğunu görür. Anlam veremez, korkar.

Ancak düşündüğünde krallığın; sadece güç ve zenginlik olmadığını, aksine, tahta oturan kişinin canını dahi tehlikelere sokabilecek bir mevki olduğunu anlar. Ayrıca: güçlü mevkilerdeki insanların; bir hata yaptıklarında, bu hatalarının, gerektiğinde en büyük şekilde cezalandırılacağının anlar. Güç ve kudret, sorumlulukla birliktedir. Sorumluluk ise, çoğu zaman: güç ve kudreti bir anda bitirebilir.”

Esas sorumluluk bundan sonra önemli kazananlar için. Her şeyi ben bilirim noktasında sorumlukların ağırlığını kaldırıp kaldıramamaktır.

Gerek devletin yönetimindekiler, gerekse parti yönetimindekileri yeri geldiğinde özeleştiri vermeli, hesap verebilmeli; sorumluluklarının gereğini yapmalı seçmenin ve parti üyelerinin iradelerine ve kararlarına saygı duymaları gerekir.

Yoksa Demokles’in Kılıcı hiç eksik olmaz!

Tepkisiz Toplum Etkisiz Toplumdur!