Gene bir seçim yaklaşıyor.
Siyasi partiler adaylarını açıklamaya başladı. Yaklaşık 15 gün içerisinde
partiler yerel de yapacakları propagandalarını ve seçim sloganlarını
açıklayacaklardır.
Ama bu seçimler diğer
seçimler gibi eşitsizlikler üzerine kuruldu. Bir tarafta devletin olanaklarını sonuna
kadar iktidar partisi ve cumhurbaşkanlığı makamı, diğer tarafta devletin
verdiği destek dışında geliri olmayan muhalefet partileri yarışacaktır.
Yaklaşık 15-20 yıldır
büyükşehirleri yöneten iktidar partilerine mensup belediye başkanlarının
yönettiği büyükşehirdeki seçimle gelen belediye başkanlarını, zorlamalarla
istifa ettirilerek değişiklikler giden iktidar partisinin hiç sorumluluğu
yokmuş gibi davranarak propaganda
videolarında gönülden bahsetmektedir.
Yıllardır belediyelerde
imar düzenlemeleri, gökdelenler, yeşil alan ve doğa talanları; imar
değişiklikleri ile aktarılan kaynaklar, 1’e yapılacak işlerin 5 -10 kat
fazlasına yaptırılan metro vb. inşaatları; Sayıştay raporlarıyla tespit edilen
usulsüz ödemeleri sanki muhalefet belediyeleri yapmış, iktidar belediyelerinin
sorumluluğu yokmuş gibi muhalefetin eskiden yaptığı eksiklikleri temcit pilavı
gündeme getirerek üste çıkmaya çalışarak, ekonomik kriz içerisinde kıvranan
halkla dalga geçmektedirler.
Halkımız bir şekilde karar
verip oyunu kullanmak istiyor ama iktidar o kadar hırslı ki Yüksek Seçim Kurulu’nun
görev sürelerini uzatan yasa değişikliğine giderek hem YSK kendi işleyişine
müdahale ederek, hem de vatandaşların kafasın da şüpheler oluşmasına sebep
olmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi seçmen listelerin de yapılan değişikliklerde şüpheler
yaratmaktadır.
İktidar partisi o kadar
kendisine güveniyorsa, gerçekten halkın gönüllerini fethetmek istiyorsa; bu
şüphelerin ortadan kalkması için en azından meclise önümüz de günler de
getirilecek bir yasayla oy kullanımından sonra “parmak boyasının” tekrar
getirilmesini sağlarsa 2002 yıllarında öğündüğü demokratik görünümü kazanmış
olur.
Yoksa iktidar partisi yaptıkları
yapacaklarının göstergesi olacağından, halkımız daha çok bedel ödemeye devam
eder.
Vatandaşlarımız bu
koşullara rağmen demokrasiye sahip çıkabilmek için oyunu kullanırken duyguları
ile değil mantık, düşünceleri ve ülkenin ve de kendi gelecekleri için, içinde
bulundukları koşulları iyi değerlendirerek oyunu kullanmalı ve sahip
çıkmalıdır.
Tepkisiz Toplum Etkisiz
Toplumdur!