Yaşamımızda ki her şey çok hızlı; iş, aş, yaşamda olması gereken ne var ise. 

Yiyecekleri fast food tarzı yerlerden, bilgileri eksik ve yanlışları bol sanal ortam internet sitelerinden alıp, yiyip, içip, kullanıp atacağız. Eyvallah.
Acaba diyorum, artık birçok kişi sunulan bu kolay olanaklarını kullanarak; yaşamında sağladığı kolaylıklar ile nereye kadar gidecek. Çünkü kökü olmayan ağaç gibi, sanal bilgiler, fast food yiyecekler, ağız tatlandırıcı eğlencelikler, çiğnenip atılan sakızlar gibi artık. Ağız tadı olanlara yavan. 
-Yaz, evden ve bir kısım olanaklardan uzak olunca, ben de ihtiyacım olan bir iki bilgiyi de şu sanal ortamdan alayım dedim.. Orhan Veli Kanık'ın bir şiirini, daha sonra da söyleyenini /yazanını bildiğim birinin sözünün tamamını (Hani pek hafızama güvenmem de o yüzden) İnternetten doğrusu ne ise ona bir bakayım, okuyayım, alayım istedim.
-Bir de ne göreyim. Benim ezbere bildiğim şiir, parça parça edilmiş, herkes kendi kullanmak istediği yere yama gibi yamamış. Üstelik bunu bir yazı içinde ya da öylesine bir yerde görsem sorun değil. Şiir ve şairler sitelerinde, Antolojiler de bile.
-Daha sonra, yine bir gün bir yerde gereksinimim oldu, aradığım o sözü buldum. Ama keşke bulmasaydım dedim. İnternet ortamında bulduklarım karşısında kafam, bilgilerim allak bullak oldu.
Sözün tamamının parça parça değiştirilmesinden tutun da, söyleyeni/yazarına kadar her şey değişmiş. Yazarın bir makalesinde okuduğum ve önemseyip unutmadığım sözünü o halde darama dağınık görünce içim cız etti. Acıdı.
Eğer, bu sanal ortamda bir çok kişi, kullandığı bilgi ve paylaşımları buralardan sağlıyor ve doğru sanıp paylaşıyor ise; eyvah ki, ne eyvah!.. Hani derler ya, "yandı gülüm, keten helvası!"
"Fast food" yeme içmeden sonra, "fast food" bilgiler, "fast food" ilişkiler ve "fast food" bir yaşam. Ne diyeyim. Yiyen, için, kullanan, yaşayanlara Allah kolaylık versin.
Ama nereye kadar?
Bir çiklet/sakız ağzınızda ne kadar kalıyor ise o, ve oraya kadar.
Ya siz onu tükürüp atarsınız bir gün, ya da o erir gider.
Sonuç. Size bağlı. Ne için ve nerede kullandığınız bağlı.
-Bir şeyiniz ile yaptığınızı, başka bir şeyiniz ile yıkıldığını görmek, sizi ne kadar mutlu eder bilemem ki!..
Ama bir kez daha anladım ki, emeksiz, köksüz ve sıradan sağlanan şeylerin; ne kadar eften püften, ne kadar içeriksiz ve gerçek tadı bilenler için ne kadar anlamsız ve tatsız olduğunu gördüm.
Sonra da ağız tadıma, akıl sağlığıma, bilgi dağarcığımın sağlıklılığına sevindim. Şükür etim.
Siz de, bir kendinizi yoklayın bu aralar. Hani boşuna hamallık yapmayın. Kullanmayın. Kullanılmayın. 
Derler ya,, "güzellik geçicidir, aptallık baki kalır" diye. Tatsız, tuzsuz güzel geçici, sanal şeyler yerine, çirkin, zor ve zahmetli de olsa sağlıklı ve doğru şeyleri yaşamınıza koyun!.. Her güzel şey emek ister ama, buna değer!..
Anlamı size kalmış. Bilgi için. Yaşam için. Her şey için!.