Zamana bağlı olmaksızın yaşamak ne muhteşem bir duygu imiştir, kimbilir. Düşünsenize, saat ve dakikalar sayılmadan verilen randevular, başlanan ve bitirilen işler, zamana rağmen, zamanın yok sayıldığı bir yaşam. Ne muhteşem olurdu!..

--Sabah oldu, güneş doğdu. Güneş bir karış, bir kulaç, bir urgan boyu yükseldi.Ya da, güneş taaa tepede.Gün batımı. Gün doğumu.Kuşluk vakti. İkindi. Sabahöğleyin ve akşam.

--Ne o ya, işim 8 saat, 23 dakika, 35 saniye, 11 salisede bitti. Çin işkencesi gibi bir şey. Yuvarla gitsin kardeşim ya.

--Günümüz insanının ataları sayılan HOMO ERECTUS 1.3-1.8 milyon yıl önce Afrika'dan çıkıp, BU TOPRAKLARA BASA BASA Anadolu üzerinden Avrupa'ya geçti.

--O zamanlar onların beyni bizden çok küçüktü. Günümüz insanının(Modern İnsan) beyni kadar olan insan türü HOMO SAPİENS'in ise, 60 bin yıl önce ortaya çıktığını görüyoruz.

--"Beyni olmayanlar da var" mı diyorsunuz. E be kardeşim, "O kadar kusur, Kadı kınında da olur"muş!.. İmalat hatası.

--Hele hele URFA/GÖBEKLİ TEPE ise, "Ben, bu topraklarda insan olarak 12 bin yıl öncede vardım" diyerek; kitabı, defteri her şeyi alt-üst etti.

--Yani, bir milyon yıldan fazla geçmişi olan, bazıları hariç atmış bin yıldan fazla aklını kullanan bir insan ve insanlık var ortada.

--Her ne kadar bazıları imalat hatası olarak, bir çoğu da aklına iki tepit'e kira verip aramızda dolaşsa da, zaman her zaman biraz acıtsa da, kanatsa da iyi ve güzelden yana işler.

--Ekonomi battı. Bir Derviş bulmak gerek dediler. Ekonomiyi batıran sağ iktidarlar idi. Buna laf edip iktidar alternatifi olacak olanlar sol-sosyal demokratlardı. O halde, sosyal demeokrat görünümlü adı da "Derviş" olan birini bulup, bu temizleme ihalesini "Derviş ile" sosyal demokratların üstüne yıktılar.

--Sonra, ülke battı, huzur tepti deyip, Devlet Bahçelerinden bir iktidar doğurdu. Ve dünü de arar oldunuz mu? bilmiyorum(!?)

--Bu İngilizleri ve Ortadoğulu İşbirlikçilerini "gerçekten çok seviyorum". Adamlar, öyle bir laf etmişler ki gel de inanma. İlk sözcüğü söylenmez amaOrtadoğu'da "İt, İt'e kırdırılır" Muhteşem bir algı ve yönetimi.

--Ekonomiyi batırmayı görevini(talan), çıkarıyorum diye, sağ iktidarlara verip; en asgari düzeyde kaçak ile(çalma-çırpma) sosyal demokratlara düzlüğe çıkartma; sonra toplanan Devlet Düzenini darmadağın etme, "her türlü milliyetçiliğin içine ederim" diyenlere, ülkenin hakim ulusal ve insançsal birliğinin(Müslüman) beraberliğinin içine etme ve parçalama görevini, Milliyetçi ve İslamcılara vererek gereğini yaptırma işine, sizce hangi söz söz uyar?

--İlk, ilkel insandan günümüz dahilerine kadar gelinip, yetmiyormuş gibi bir de "yapay zeka"yıiçat edip yarınların planlarını yapan insanlık ortadayken,

--Kendine hayrı olmayıp, tekerlekli sandalyelerde taşınan "derviş"lerden uçmak için himmet isteyen ile aynı dünyada yaşamak çok acı.

--Sapıklığı tercilli şeref yoksunlarına, geleceğin emanet edileceği gencecik çocukları teslim edecek kadar teslimiyetçi, kişilere ne ad verilir bilemem(!?) ama, kişiselmiş gibi görünen ama toplumu ve genel düzenini kökünden sarsacak bu tür olayları görmezlikten gelmek sıradan bir şey olamaz.

--İnsanlığın ve bu günün gelişmiş insanlığının tarihi ortada iken, binlerce, milyonlarca yıl harcanarak gelinen noktadan geriye gitmek pek akıl karı olmasa gerek.

--Tüm emperyalist dünya ve işbirlikçilerine karşı canla başla verilen bir ULUSAL KURTULUŞI SAVAŞINDAN sonra ATATÜRK, İNÖNÜ, FEVZİ ÇAKMAK, bu gün kışlası katarlılara peşkeş çekilen GENERAL ALİ FUAT CEBESOY'LAR gibi yurtseverlerce kurulan TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE milenyum çağı ile başlayan saldırı ve yok etme planları artık gizlenemez boyuta ulaşmıştır.

--Mevcut iktidarı koşulsuz destekleyenler bile "yeter artık dur" deme noktasına gelmişlerdir.

--Hele hele bir de, 2019 31 Mart YEREL SEÇİMLERİ ile 23 Haziran yok mu, herkesi aydı. Gaflet uykusundan uyandırdı.

--Daha önce, Büyük Önder, Kurtarıcı Atatürk'ün Ankara'ya gelişi bile utangaç törenler ile göstermelik kutlanır iken, bu 27 Aralık'ta Gazi Mustafa Kemal ve Atatürk Bulvar'larının göbeği KIZILAY'da SEYMENLER'İ, Egenin Efeleri, Başlarında Halaybaşları ile Diyarbakır'lı Kürtler, Horonları ile Karadenizliler birlik ve beraberlik içinde el ele karşıladılar.

--İstanbul İstiklâl Caddesi'nin ışıkları artık 24 saat yanar olmuş, tek başına kızlar bile gecenin yarısı güvende özgürce dolaşmanın keyfini çıkartıyorlar.

--Bugün, yılın son günü. 31 Aralık 2019. İki bin yılı cebine katan katan insanlık, 2000'e girişte MİLENYUM ÇAĞINI coşku ile kutlamıştı.

--Ülkem de, milenyumun üstüne iki deste sene daha da koyarak 2020'yi kimbilir ne coşkular, heyecanlar ile kutlayacak.

--Heyyyistanbulllll,

---HeyyyyyAngaraaaaa,

---Heyyyİzmirrrrrrrrrrrrrrrr,

----HeyyyyyDiyarbakırrrrrr,

------HeeeyyyyyyyyTrabzonnnnnn,

SESİM GELÜR MÜ?

--2020, aklımızı başımıza alarak Özgürlük ve bağımsızlık yılımız olsun. Öyle olacaksa, KUTLU OLSUN!..

--Her şey hüzün kokuyor, bıktık artık. Umut, çiçek açtı etrafınıza bir bakın, yağmur, kar altında "KANAL'A HAYIR" imzacılarını ucu görünmüyor. Siz de başınız kaldırın da bir bakın artık. Hiç olmazsa yeni yılda.