"1984" romanı ve GEORGE ORWELL
GEORGE ORWELL: Gelgitleri olan bir İNSAN. O
zaman bir İngiliz sömürgesi olan Hindistan'da, 1903 yılında doğdu ve Hindistan
İmparatorluk Polisi (1922-1927) olarak görev yaptı. İmparatorluk polisinin
gerçek yüzünü görünce istifa edip ayrıldıktan sonra İngiltere-Londra'ya göçtü. Gazetecilik,
televizyonculuk ve yazarlık yaptı. Kendini sosyalist olarak tanımladı. Zaman
ile siyasi gel-gitler yaşasa da, edebiyat alanında önemli ve kayda değer
yapıtlar bırakmıştır.
1984 romanı, 1940'lı yıllarda yazılamaya
başlamış ve 1948 yılında İlk olarak İngiltere'de yayınlanmıştır. Türkçe ilk
baskısı ise, 1984 yılında yapılmıştır.
Ben 1990'lı yıllarda biraz da sıkılarak 15 günde
okumuştum fantastik bir roman olarak. Bir adam (memur) bir kadın (o da memur),
onları gözetleyen kocaman dev bir ekran ve bir çift göz göz. Büyük Birader.
Onların yaşamlarına biçilen bir yaşam olarak görmüş ve düşünmüştüm.
Sonra da bizde, Özal gitti, Mesut Yılmazlar, Tansu
Çillerler, Bülent Ecevitler geldi gitti. Ne dedi ise o olan bir Bahçeli Devlet
ortaya çıktı ki sormayın gitsin.
Sonra birden, bir Recep Tayyip Erdoğan diye bir
Belediye başkanı çıktı ortaya. Ve 2000'li yıllardan bu yana aldı götürdü bütün devlet
yönetimi serüvenini. Cumhurbaşkanı bile oldu.
Daha sonra 15.Temmuz oldu. Darbeler, ölümler,
kalımlar. v.s. Bunları da görüp yaşayıp, 2017 temmuz ayında bir kez daha
"George ORWELL'in 1984 Romanı"nı okuyunca, insanın zihni açılıveriyor
birden.
1984 romanını 1990'lı yıllarda okuduğumda
gerçekten FANTASTİK bir roman olarak okumuştum. Ama o kadar yaşanandan sonra
okuyunca, bir başka şey ortaya çıktı.
Yaklaşık 60-70 yıl önce yazılan bir roman,
2000'li yıllarda devleti yönetenlerin nasıl el kitabı olurdu?
Yaklaşık 60-70 yıl önce gelgitleri olan bir
sosyalist tarafından biraz da devlet yönetimini eleştirel olarak yazdığı bir
fantastik roman, 2000'li yılların Türkiye'sinde, gerçek olmuştu.
1990'lı yıllarda okuduğumda, Rusya model ülke
iken, 2000'li yıllarda Türkiye, ABD ya da başka bir ülke gibi düşünüyor olmak
ne garip değil mi?
Okuyunca, siz ne diyeceksiniz bakalım?
Hani buradan öyle görünüyor da?
Acaba oradan nasıl görünüyor?
Siz hiç fala bakmadan yarını dünden gördünüz mü?
İbrahim Uysal
Yorumlar