Zaman denen döngüyü çok seviyorum. Her şeyi doğuruyor, büyütüyor, olgunlaştırıyor, şans tanıyor ve günün birinde ya da sonunda da önüne koyuveriyor, "buyur bak " diye.

--"Özlü sözler", "Atasözleri" çok lafın bir kaç sözcüğe deneyimlenmesi, özetlenmesi, uzunun kısaltılması, çoğun teke indirgenmesidir.

--Türkler, Anadolu gibi pek çok konu başlığında okunacak, öğrenilecek şey vardır. Oysa, önce olması gerekeni, ilgilenen ya da meraklısına da daha fazlasını sunsak ne güzel olurdu..

--Koskoca Devlet ve kurumları, bir wikimedya/vikipediavs kadar bile olamamışlar ne acı.

--Ortada bir olay var iken, etrafında olan ya da ilgilenen kişilerin bir BAKIŞ AÇILARI, FİKİRLERİ ve DÜŞÜNCELERİNİN olmasından daha doğal bir şey yoktur.

--Olayın içinde isek tarafımıza göre değerlendirme yaparken, dışarıda seyirci iken olanlara bu kadar farklı bakış açıları ile nasıl bakılabildiğine şaşar kalırız.

--İşte burada olaya bakmanın, düşünmenin yolu ve yöntem sorunu karşımıza çıkar.

--İslam felsefesi içinde Farabi'nin düşünce sistematiği de bu yöndedir. Konuyu "AYNI NEHİRDE İKİ KEZ YIKANILMAZ!..." diyerek özetleyen HERAKLİTOS'un bu sözü de, onu Diyalektik düşüncesinin babası saydırır.

--Herkesin eğitimi, terbiyesi, yaşam koşulları ve inançları farklıdır. Bu farklılıklar da, insanları FARKLI DÜŞÜNMEYE yönlendirir ki, farklı düşünme de kötü bir şey değildir.

--İnsanların, kendi çıkarları ve beklentilerinden dolayı farklı düşünmeleri kabul edilebilir bir durumdur ama Ortak çıkarlar ve beklentilerin olduğu durumlarda ise aynı şeyi düşünmek mümkün değildir. O zaman ortak paydada buluşmak gerekir.

-Her kafadan sesin çıktığı yerde, özgürlük değil, KAKAFONİ vardır.

--Türkiye Cumhuriyeti, Yurttaşlarının varlık sebebidir. Bu yüzden de ortak pek çok paydalarının olması gerekir.

--Birinci paylaşım savaşı yılları, dünyada MİLLİYETÇİLİK akımları KAPİTALİZMİN çıkarları doğrultusunda hazırlanıp piyasaya sunulmuştur.

--Bunun sonucunda da, OSMANLI İMPARATORLUĞU gibi dönemin bütün güçlü devlet ve imparatorlukları parçalanmış, daha küçük yapılarda ulusal devletler peydah edilmişlerdir.

--Osmanlı Devleti/İmparatorluğundan AVRUPA, ASYA ve AFRİKA'da ömürleri farklı olsa da 65' yakın devlet çıkmıştır.

--Türkiye Cumhuriyeti Devletide, MİSAK-I MİLLİ sınırları içerisinde kurulmuştur. (Musul, Kerkük, Adalar gibi uluslararası özel durumlar rezerv edilerek)

--İnanç, milliyet gibi bir çok unsurun bir araya getirilerek oluşturulduğu CUMHURİYET PROJESİ; G.M.K. ATATÜRK ve Kurucu İrade ilk TBMM'nin değerli üyelerinin dünyada eşi ve benzeri bulunmayan ilk ve tek olan en büyük eserleridir.

--Cumhuriyetin kurulduğu yıllar okur yazar oranı yüzde 3'ler iken, 1927'de ancak yüzde 11'lere çıkartılabilmiştir. Ayrıca, bu rakamlar Anadolu'da bindelik oranında olup, rakamlarda varsayılan insan sayısının da İstanbul ve Anadolu'da ki Gayri Müslim yurttaşların olduğunu da unutmamak gerek.

--Her ne kadar Cumhuriyet projesi Mükemmel bir proje olsa da, uygulamada MÜKEMMEL olmuş mudur?. Bu elbette ki tartışılabilir.

--Burada sorun, elbette ki bilgi ve tartışmada değildir. Sorun, Bakış açısı ve beklentilerdedir. Herkesin aklına göre düşünmesi değil olay, ORTAK BİR AKILIN yaratılamamasıdır.

--2000'lerin başına kadar, Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi arasına girmiş, okuryazarlık oranı yüzde 90'ların (genç nüfusta bu oran yüzde 95'lerin üstünde), ortalama Ortaokul-Lise eğitim seviyesinde ki bir ülke olarak;

--HER KAFADAN BİR SES ÇIKMANIN ÖTESİNDE, ORTAK BİR HEDEF VE AKIL DA BULUŞMAK ZORUNDAYIZ!...

--Gazete, tv ve sanal ortamlara bakıyorum, herkes aklına estiği gibi yağıp esiyor. Siyasiler de dahil, "AKLI DEĞİL, DİLİ OLAN KONUŞUYOR!.."

--Kaybedilen gelecek hepimizin geleceğidir, parasıdır, umutlarıdır.

--Burası orta doğu, batılıların değimi ile "İT'in,İT'e KIRDIRILDIĞI YER!."dir. Bazı şeyler size çok uzak ve imkansız gibi görünebilir amaOrta Doğu ve Balkanların göbeğinde bir ülke olarak, herkesten iki kat daha dikkatli ve özenli olmak durumundayız.

--"BALKANLAŞMA" denilen süreç ve olaylar, işte bu özensizliğin sonu