Ben, SİZİN salaklığınızın bedelini ödemek zorunda mıyım? Siz hâlâ, namusu sahip olmadığınız uçkurunuza bağlarken, TV'lere bir bakın haberiniz olmayan evlerde, hanelerde, "mekan"larda neler neler oluyor/muş!.. Hey gidi gariban, yoksul halkım ey!..

--Yıllar önce, Rusya Komünist, orada kapıya şapka asılır. İçeride "aganigi-nağani yaparsın!.." dediniz. Halkı uyutup, kandırdınız. Cebiniz üç kuruş para görünce, "pırrrr Rusya'ya" kaçtınız, attınız postu Moskova'ya.

--Anadolu Köylüsünün üç kuruşluk ürettiği malı, değeri değerine satmasını değil, aracıya-tefeciye, kabzımallara satsın diye, KOOPERATİFÇİLİK konusunda demediğiniz kalmadı.

--Yok efendim Komünist işiymiş, yok efendim öyle böyle kooperatifleri değersiz, niteliksiz hale getirip, piyasaya talan ettirdiniz. Kurduğunu kooperatif benzeri yapılar ile milletin parasını pulunu, emeğini Alamanyalarda, birçok Anadolu ilerinde kendinize peşkeş çekip, talan ettirdiniz.

--Seçim gelmiş, yaz gününde domates kıtlığı, hıyar kıtlığı (ortalıkta o kadar hıyara rağmen onun bile kıtlığını gördük!..). İşin içinde çıkılamadı, TANZİM SATIŞLAR.

--Tanzim satışlar bu gün nerede? Yoklar, zaten ÇADIR TİYATROSO idi. Oyun bitti yap paydos.

--İyi de, bu salakların salaklığının bedelini, bu masum Anadolu halkım daha ne kadar daha ödeyecek?

--Beyler, AĞLAYANIN MALI, GÜLENE HAYIR GETİRMEZMİŞ!.. Keşke Ananız, Babanız sizlere bunların hazin öykülerini anlatsalardı geçmişten.

--Keşke, Cumhuriyetin değerleri, nasıl oluşturuldu, nasıl kuruldu, korundu sizlere okullarda bunlar öğretilseydi.

--Ama maalesef:

--"ALİ YAT YAT UYU. UYU UYU YAT!.."

--"ALİ TOPU AT, AT TOPU AT!.."

--Hep birlikte uyudunuz. Topu da taç'a attınız. Ama maçın devam ettiğini asgari ücret belirlenmesinde gördünüz.

---Hele hele yeni yıldan sonra, yeni vergiler ile neler göreceğinizi, Anadolu sokaklarında söylenen laflar vardır, bir de onlardan dinleyin. Bilen söylesin, Anam ağzıma biber sürer!..

--Ankara'da bu aralar Yurdun dörtbir yanından ha birer üreticiler geliyor.

--Yok efendim, "Ege günleri", "Antep Günleri",...., en sonda 5-8 Aralık, arası ""TÜRKİYE KOOPERATİFLER FUARI"

--Çelişkinin zirvesi yaşansa da, bazı kooperatif stantlarında KOOPERATİFÇİLİKTEN bihaber, sadece parası ödenmiş meçhul adamlar olsa da, KADINLER UMUT VERDİ.

--EVET, KOPERTİFÇİLİĞE "KADIN ELİ DEĞMELİ".

--Hem de daha fazla ve daha acil.

--Bir zamanların efsane KOOPERATİFÇİSİ Nedim TARHAN aklıma geldi. KÖY-KOOP Gözlerimin önünden şerit gibi geçti.

--Atatürk 1930'larda ilk kooperatifçilik yasasını çıkarttığında, köylerde, tarımda, dar gelirlinin üretim ve tüketimin de önemli hamleler görülmüştür.

--Sonra, 1950'lere gelindiğinde, bir zenginlik iştahımız kabarmış ve DP'nin "HER MAHALLEDE BİR ZENGİZ YARATMA" politikası, iktidar dahil her şeyi değiştirmiştir.

--1961'lerde Kooperatifçilik bir atılım daha yapar ve 1971'den sonra KÖY-KOOP, Banka kurmaktan tutu da, traktör ithaline kadar işi büyütür, çiftçinin ve üreticinin lehine.

--"Hiç bir iyilik, cezasız kalmaz" bu memlekette. 1980 malûm yıllar olur ve KÖY-KOOP'unda, Başkanı NedinTARHAN'ın da canına ve Çanına ot/od tıkanır. Nedin Tarhan kahrından ve KÖY-KOOP 'da iktidarlarca ölür/öldürülür.

--Bu aralara KOOPERATİFÇİLİK'de bir kıpırdanma görüyorum.

--Hem de KADINLAR tarafından.

--Neredeyse her ilde, ilçede bir kadın kooperatifçilik girişimi vardı fuar alanında. Antalya-Korkuteli KORKOOP'dan tutunda, Aydın, İzmir, Karadeniz il-ilçelerine kadar.

--Ben, "KÖY-KOOP HAREKETİNİN TÜRK

KOOPERATİFÇİLİĞİNİN GELİŞİMİNE OLAN ETKİLERİ" konulu doktora tezini yazan Yıldız ÜLGEN'den, Namık Kemal Üniversitesi Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı Hocası ve Tez

Danışmanı Gülen ÖZDEMİR Hocadantutunda;

--Tek kişilik ordu gibi bir stant açmış, içi yanan ama dışı da iktidara methiyeler düzen Güney Doğulu o kooperatifçi teyzeden bile umutluyum artık.

--Kooperatifçiliğe, üretime KADIN ELİ DEĞMEYE BAŞLAMIŞ!..

--Ve bağırıyorlar, duyan var mı bilmem ama, onların şiirini taaa Nazım Hikmet Usta 1925'lerde yazmış!..

"Sükun yok, hareket var

bugün yarına çıkar

yarın bugünü yıkar

ve durmadan akar

akar

akar.

Biz bugünün kahramanı,

yarının

münadisiyiz.

Biz durmadan akan,

yıkıp yapan

akışın

çizgilenmiş sesiyiz.

Biz,

adımlarını tarihin akışına uyduran

temelleri çöken emperyalizme vuran,

yarını kuran—

—larız.

O duvar,

o duvarınız,

vız gelir bize vız!"