Söze "keşke" ile başlamak pek hoş değil ama, gerçekten; keşke her şey "doğma" olsaydı, diyesi geliyor insanın.

--Ne güzel olurdu, insan olarak yaratılan Adem, Adem olarak; Adem'in kaburga kemiğinden yaratılan Havva da, Hava olarak kalsaydı keşke!... Bu ne kargaşa ya!. İçim sıkılıyor artık.

--İngiliz Filozof ve Sosyoloğ Herbert Spencer'in dediği gibi gerçekten "Her insan bir dünya".

--Evrenin Dünya gezegeninde, Worldomaters sitesinin bilgilerine göre, şu an 7.689.701.895 kişi yaşıyor.

--Yine bugün 95 kişi doğdu ve 40 bin lişi öldü.

--Dünya'da şu an 834.982.514 kişi aç, 7.775 kişi de açlıktan ölüyor iken, 725.835.561 kişi de obur(obez).

--Kimin umurunda ki?

--Sanırım dünyada, yine bugüne kadar "iyi, iyilik" gibi kavramlar için yazılan en çok kitap yine bugün piyasadadır. Yine en çok kötülüğün yaşandığı günün de bugün olduğu gibi.

--Dün Orhan Veli sordu, bugün de ben:

"Bu ne acaip bilmece / Ne gündüz biter ne gece

Kime söyleriz derdimizi / Ne hekim anlar ne hoca

Kimi işinde gücünde / Kiminin donu yok kıçında

Ağız var kulak var burun var / Ama hepsi başka biçimde

Kimi peygambere inanır / Kimi saat köstek donanır

Kimi katip olmuş yazı yazar / Kimi sokaklarda dilenir

Bu düzen böyle mi gidecek

Pireler filleri yutacak

Yedi nüfuslu haneye

Üç buçuk tayın yetecek

 

Karışık bir iş vesselam

Deli dolu yazar kalem

Yazdığı da ne

İpe sapa gelmez kelâm"

 

--Gerçekten iyi, iyilik, güzel, güzellik gibi kavramlar, iyi ve güzelin sanal ve kozmetik olarak yaratıldığı gibi bir hale mi getirlidi de, biz gerçek iyi ve güzelleri göremez olduk.

--Bakıyorsun insan; Aynı Dünya'da, Ülkede, şehirde, mahallede, sokakta yaşıyorsun ve insan diye de elinden tutuyorsun; ya elinin içine ediyor, ya da kolunu kurtarabilir isen elini feda ediyorsun.

--Oysa, görmezlikten gelip geçsen, bunların hiç birini yaşamayacaksın. Ama insansın, yapamazsın. Yapmamalısın da.

--Napolyon 1800'lerin başında "Dünya çok acı çekiyor: kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden." dese de, artık iyiler de bıktı be Napolyon amca.

--Sen de gidip ülkeleri feth edip, insanları öldürmüş, aç bırkmşısındır ama, dediğin şu söz de yalan-yanlış değil hani: "Dünya çok acı çekiyor: kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden."

--İyi de, çalışan, üreten, yaratan, yaşatan biz iyileriz. Ama mutsuzuz, üzgünüz ve kaygılıyız. Hem de aramızda "iyiymiş gibi" dolaşanlardan.

--Gerçi everende, İYİ'nin karşıtı, KÖTÜ'dür ama, bedeli neden hep iyiler ödüyor o zaman?

--Hoş, M.Ö.535-475 yılları arasında yaşayan Heraklitos amca, bugün diyalektik denilen bir kavrama babalık yaplmış ve "Karşıtların savaşı, oluşun zorunlu ve tek şartıdır. Eğer karşıtlıklar arasındaki savaş olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Kozmos karşıtlıkların savaşının meydana getirdiği bir uyumdur:

--Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.”

--Buyur burdan yak. Çıkabilir isen de işin içinden çık.

--Ne yani, iyi ve kötü, biri birinin karşıtı olacak. Eyvallah.

--Sonra da everende, bunlar bir arada olacak ki, everenin uyumu olsun. Zıtların birliği diye de bir yasası olsun.

--Hani mıknatıs denilen metal parçaların aynı yükü taşıyan yönleri, başka bir parçanın aynı yönünü itip, karşı yönünü çekeriyor ve birlikte bir uyum sağlayabiliyorlar ise, demek ki dünyanın da düzeni böyle imiş.

--Oldu işte, tamam şimdi anladım. Söyleyeni bilinmeyen bir öyküde, adamın birisi bir bilgeye gelip, "....... kişisi, sizin için kötü şeyler söylüyor" deyince, bilge, "ben ona iyilik yapmadım ki, niçin acaba öyle kötü şeyler söylüyor/yapıyor?" diyor.

--Sanıyorum tarih de böyle bir şey. Nasıl yaşam, "Yenilen kazıkların bileşkesi" oluyor ve bunun ile yaşıyor isek,

--İyi insanların sabırları belki de evrenin dengesini koruyor. Hem de her şeye rağmen. Ama bir fark ile.

--Etraf, o kadar çok kötü olmuş ki, (bunu bir acı sonunda ya da paranoya ile söylemiyorum) sanıyorum hem de iyilerin bir kaç katı. O zaman, dünyanın dengesi zıtların dengesi olduğuna göre;

--Ne yani, o zaman dünya, ülke, insanlar dengede olsun, dursun diye: Bizler kaç kötünün yükünü tek başımıza çekiyoruz, çekeveğiz o zaman Allah aşkına?

--Neyse, yine de iyilik bizde kalsın. Ne demiş büyüklerimiz:

İYİLİK YAP DENİZE AT, BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR!..

--Desene, yine fatura biz kaldı!..