Birinci Paylaşım Savaşı, 1900'lü yıllar. Kapitalizm Avrupa ve ABD'de palazlanmış, yeni pazarlar ve ham madde kaynakları aramakta; Osmanlı gibi feodal sistemin devasa devletleri de bir birer mikro milliyetçilik akımları tahrik ve teşvik edilerek parçalanmaktadır.

--Diğer yandan da, kapitalist sistem içinde ki devletlerin kendi aralarında ki paylaşım savaşları sürmektedir. Avrupa'da İngiltere ve Almanya kendi doğal sınırları dışında sömürebilecekleri topraklar, bu ilişkinin sürekliliğini sağlayacak kişi/ler ve milliyetçi/ulusal sınırları olan devletler ile ilişkiler kurma ve DEVLETCİKLER YARATMA derdindedirler.

--Tükiye Cumhuriyeti(TC) böyle bir dönemde kurulmuştur. Ekonomik olarak sadece tarım ve hayvancılık ile uğraşan bir köylü topluluğu; ticareti de mahalle bakkalının ötesine geçmeyen bir esnaf takımı; fabrika ya da büyük üretim tesis ve atölyeleri ise çoğunluğu gayrimüslümlerin elinde bir ekonomi ile ULUSLAŞMA SÜRECİNİ inşaa etmeye;.

--Devlet, girişimci Anadolu eşrafını da işin içine katarak şeker, tekstil, un, çimento, demir-çelik gibi temel şanayi alanlardında olduğu gibi motor, uçak, lokomotif, ray, vagon gibi temel sanayi tesisi sayılabilecek tesis-işletme ve fabrikaları açmaya çalışmaktadır.

--Osmanlı'dan kalan dış borçlar ve savaş tazminatları ile devlet, iyice ekonomik bakımdan zora düşmüştür.

--İlk aşamada izmir iktisat kongresinin kararları doğrultusunda (1923-1929) özel sektör öncelikli kararlar alınsa da, özellikle halkın sermaye birkiminin olmaması, feodalitenin mevcut ekonomik sisteme hakim olmasından dolayı, istenilen seviyede gelişmeler sağlanamamıştır.

--1930-1939 döneminde korumacı-devletçi sanayileşme üzerinde durulmuş ve 1940 ve 1950 döneminde ise II.Dünya

savaşının etkisinden olabildiğince az etkilenilmeye çalışılmışsa da, halkın işsizliği ve yoksululuğuna çözümler üretilmiştir.

--Atatürk İlkeleri olarak bilinen "Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık/Devrimcilik" ilkeleri 05.02.1937 tarihinde mecliste yapılan görüşmeler sonucu Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenmiştir.

--1929 dünya ekonomik krizi ile oluşan ekonomik sorunlar, tüm ülkeler gibi Türkiye Cumhuriyetini de etkilmiştir. Bu sürecin sonucunda, özel sektörü de dışlamayan DEVLETÇİ EKONOMİK temelli sistem uygulamaya konulmuştur.

--Bu sürecin sonucunda yurdun dört bir yanına fabrikalar ve sanayi tesisleri ve işletmeleri kurulmuş ve işletmeye açılmıştır.

--Tarım ve devlet bürokrasisi dışında ilk defa halkın sanyi tessislerinde ve işletmelerinde iş istihdamı sağlanmış ve toplumsal ekonomik refah artmıştır.

--Yeni kurulan TC, Birici ve İkinci Dünya Ekonomik bunalımlarını aşmış, Osmanlıdan kalan borçlarını ödemiş, bir yandan da sanyileşerek sanayi teseileri/fabrikalar, yol, liman ve havalimanları yaparken, diğer yandan da en ücra köylere bile OKULLAR açarak yurttaşların eğitilmesi sağlanmıştır.

--Gele gele geldik, 24 OCAK 1980'e.

--Bugün iş arayanlar, oğlu-kızı-yakını iş arayanlar, işsizliğin nedenini mi arıyorsunuz?

--O zaman bu tarih ve sonrası süreci bi zahmet siz sorgulayıverin. Hani ben çok dedim, yazdım, çizdim de.

--"Ekonomik İstikrar", "Glaballeşme", "Gümrük Birliği" ne men bir şeydir bir düşünün bakalım.

--Sonra 2002'den sonra ki yıllar.

--Devletin elinde ki tüm fabrika ve tesisler nasıl atıl/işlemez hale getirilmiş, sonra nasıl "özelleştiriyoruz" diye kimlere, nasıl peşkeş çekilmiş ve sonrası bu fabrikalar nasıl kapatılarak arsaları nasıl ranta, REZİDANSLARA kurban edilmişler.

--Devletçilik, kooperatifcilik yok efendim gominist işi miymiş de, gominizimde de, istediğinin kapısına "şapka koyar, içeri girer evin ......'nı bilmem ne edermişsin" de.

---Allaha şükerler olsun ki, bu gün ne devlet, ne devletçilik ne de kooperatifçilik kaldı. Hepsini düm düz ettik. Peki ortaya ne mi çıktı. Ya da ortada ne mi kaldı. TV'lerin sabah proğarmlarını bir izleyin, "şapkanın" adreslerini görecek ve ulacaksınız, hem de LİBERAL/GLOBAL Devletin olmadığı sistemli yönetimde.

--iş siz LİK mi?

--Valla ben bir şeyler yapıyorum. O senin ya da sizin sorunun/uz.

--Eeee buna da sen katlanacaksın, "EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ SÖYLEYEREK ARAR"mış birader.

--Ben bu yaz da güney de olacağımda:

--"İnsanlar bir arada hayattan zevk almalı

düşünün Antalya'da mutlu bir Hollandalı

Türk, İtalyan, İngiliz bir Bodrum gecesinde

rakı bardaklarında kardeşliği bulmalı"