Aynı mahallelerde yaşıyor, aynı sokaklarda yürüyor, benzer şeyleri yiyor ve içiyoruz ama bırakın aynı yaşamayı, benzer şekillerde bile yaşamıyor, yaşayamıyoruz. Gel de çık içinden.

--Bayram tatili ile birlikte kendime bir izin verdim, ye, iç, gez; okuma, düşünme ve yazma. Bu yüzde de facebook cumhuriyetine on günden fazla bir zamandır girmedim, çok sıradan şeyler dışında hiç bir şey ile ilgilenmedim!..

--Hatta Bayramda gittiğim Köyümde bile Babam dahil bir çok kişi bile benden daha çok şey ile ilgileniyordu. Ve beni de Angara'dan gelmiş, ağzı laf yapar, iki kelam da eder diye bildiklerinden sanırım, öyle sorular sordular ki anlatamam.

--İşin ilginç olanı her yerde herkes o kadar politik olmuş ki, kimi dinlesen siyaset analizi ve sentezi yapıyordu.

--İyi de, bu kadar her şeye ilgili ve her şeyden bilgili insanlara ne olmuş da, bu günler yaşanıyordu? diye de sormadan edemedim.

--Bizim insanlarımızın hafızasının anımsayabileceği zaman dilimi içinde neler olmuştu peki?

--İşin enteresan tarafı, kim ne derse desin, bu halkın ve toplumun hafızasında, ister ailelerin eğitimi, ister son zamanlara kadar öyle ya da böyle aksaklıkları olsa da Türk Eğitim Sistemi (Laik), askerlik ve Devletin temel kurumlarının devlet olmanın sorumluluğunu taşıyan tavırları ile bir toplumsal hafıza ve bir toplumsal kişilik oluşturulmuş.

--Ve her şeye rağmen de ara sıra eğilip, bükülse de yine de sağlam kökleri sayesinde kurmuş dallarından, eğilmiş gövdelerinden düzgün sürgünler ve dallar vermiştir.

--Üç-beş kendini bilmez, bir o kadar da kendini ve ruhunu satmış, satılmışların dışında, bu ülkede hala çok güzel insanlar var, hem de Laik ve Demokratik ATATÜRK CUMHURİYETİ sayesinde.

--Cehalet muhteşem bir duygudur. Utanman yoktur, arlanman yoktur, kendini bilmene de bir gerek yoktur zaten. Nasıl olsa, "herkesi, kendimiz gibi biliriz" ya. Salla gitsin.

--İyi ki Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün Laik ve Demokratik Cumhuriyeti olmuş. İnsanların kafalarına bu ülkenin yurttaşı olmak sorumluluğu kazınmış. Oya gibi işlenmiş.

--Bu Ülkenin kurucusu Atatürk'e silah arkadaşlığı yapmış, Ordular yönetmiş bir İsmet İnönü'ye bile "asker kaçağı" diyecek kadar gerçeklerden uzaklaşmış insanların yaşadığı dönemler nasıl unutulmuş, İsmet Paşa, paşa paşa paşalığına devam ediyor;

--Ne idiğü herkesçe bilinen birisi, nasıl bir zamanlar aklı-vicdanı ve kendileri satılmışlarca "ulu" "sayın Fethullah Gülen Hoca Efendileri" ilan edilip, daha sonra FETÖ diye aşağılanma (ki daha fazlasının da hek etmiştir) noktasına getirilmiş ise,

--İşte bu LAİK ve DEMOKRATİK, ATATÜRKÇÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİ sayesinde olmuştur.

--TV'ler istedikleri kadar kendi havalarında çalıp oynasınlar, gazetelerde paraşörlerce istenildiği kadar yazılıp çizilsin, "maymun gözünü" açmış, haberiniz olsun.

--Dünün en sadık, "en ateşli iktidar ve muktedir savunucuları" bile artık başka bir havadalar. Haberiniz olsun.

--Antalya'da tanımadığım bir kişi, bir ortam da bir soru sordu:

--"Ya, sen Devleti, Angara'yı, bu işleri bilirsin. Devlet, Hökümetçe yönetilir. Eee bizde de, 'At sahibine göre kişner'derler. Eee, nasıl oluyor da, hökümetin adamları, hökümete rağmen yanlış yapar. Bu İstanbul seçimleri, olmadı" deyince içimden güldüm.

--Bazı siyasilerin bile anlamadığı, anlayamadığı, anlamak istemediği DEVLET, CUMHURİYET, HÜKÜMET(KAMU YÖNETİMİ)'ni yurttaş anlamış.

--Evet "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş" ama sanırım bu sefer ya bir terslik var ya da?

--Bilirsiniz, ÜSKÜDAR, İstanbul'un Anadolu yakasındadır. At ile Üsküdar'ı denize, boğaza gidilmeyeceğine göre, Avrupa yakasından gelip, Üsküdar'ı geçmeniz gerek.

--Tarihimizde 17 yy'dan bu yana, hep istila ve akınlar maalesef Avrupa'dan gelmiştir Anadolu'ya.

--Atatürk, Silah Arkadaşları ve Anadolu'nun yurtsever halkı sayesinden kurulan Cumhuriyet ile birlikte, her türlü içten ve dıştan saldırı püskürtülmüş, yeni değerler(laiklik, demokrasi, uluslaşma süreci, hak, hukuk vb) sayesinde bir toplumsal yapı oluşturulmuştur.

--Ara sıra sürüler, topluluklar bu değerlere karşı çıksa da, toplumun kanına, canına işleyen bu asil çağdaş yapı, bazen hafıza kayıpları yaşasa da;

--Ne güzel ki, bu gün de dimdik ayakta ve bir demokrasi haksızlığına karşı, İstanbul Belediye seçimleri ve İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı EKREM İMAMOĞLU nezdinde DEMOKRASİ ve DEMOKRATİK HAK mücadelesi olarak kendini gösteremeye başlamıştır.

--Hiç kimse umudunu kaybetmesin ama İsmet İnönü'nün o ünlü sözünü(EŞKİYANIN BU GECE NE YAPACAĞI BELLİ OLMAZ) de unutmadan, umutla:

--#HERŞEYDAHAGÜZELOLACAK!.. demeye devam!..