Bu başlığın altına, siyasi iki kelâm mı yakışır, bir dizi insani olay mı? Gel de çık işin içinden. Hasan Hüseyin'in dediği gibi :"Öyle bir yerdeyim ki / Bir yanım mavi yosun çalkalanır sularda"

--Kişisel olanları zaten yaşıyorsunuzdur, param parça. Bir kısmı bir yanınıza dokunan, diğer yarısı diğer yanınıza dokunan öykülerle dolu, dolu.

--Dün, sevgili Fuat, "hayrola beyim, hani siyasi yazmayacağını söylüyordun. Döktürüyorsun yine" dese de, bugün de yine geldik dayandık siyasi dalgalanmalara, çalkalanmalara.

--Sevgili Tevfik'in AKLIN YOLU CUMHURİYET adlı yapıtında, değerli Hocalarım Bilsay Kuruç ve Korkut Boratav'ın ön ve son sözlerini yazdıkları notlarında da değindikleri için ön bir kabul olarak şunu söyleyebilirim artık.

--1946'dan sonra DEMOKRASİYE GEÇİYORUZ, derken, nasıl CUMHURİYETİ YIKTIĞIMIZIN farkına yıllar sonra bu günlere gelince anladı isek; bu günün ideolojisiz, ilkesiz siyasetinin de bin bir emek, mücadele ile ATATÜRK İLKELERİ üzerine kurulan bu Cumhuriyet ve Devletin yıkılışını gördükçe, "çokkk ahhhh!..." diyeceğiz ama niye yarayacak ise.

--Karl Marks'ın emekçileri için "zincirlerinden başka kaybedecekleri şeyleri yoktur" sözleri gibi, biz sıradan yurttaşların kaybedilecek değerler(ki onlar yok edildi) ve vatanları(Süleymaniye bile Katarlılara satıldığına göre) dışında bir şeyimiz yoktur.

--Oysa eyyy!.. Ak Partili yeni zenginler, bir heves ile talan ettiğiniz ülkenin, ama artık sizlerin ellerinde olan mallarının, mülklerinin nasıl bir çırpında ellerinizden kayıp yok olduğunu dilerim görmezsiniz. Bunu neden mi diyorum.

--Bilenler bilir, sülalemin Osmanlı'dan gelen ve halen mahkemelik olan Lara dolaylarında ki, ama ben "sütüne bir bardak su için" dediğim mallarının nasıl bir işe yaramadığını bizzat yaşayarak gören birisi olarak, bu gün hoyratça her şeyini harcadığınız bu Cumhuriyet ve Devlete bir şey olur ise, bankalarda bir işe yaramayan paralarınız ve sahibinin kim olacağını bilemediğiniz mal ve mülkleriniz olacaktır.

--O yüzden, seçimler gelir geçer. Kim kazanır, kim kaybeder bilemem artık, dilerim Devlet, Millet ve Halk kaybeden olmaz.

--CHP, İYİ Parti ile MİLLET İTTİFAKI’nı, Ak Parti ve MHP'de CUMHUR İTTİFAKI’nı oluşturdular ve bakiye siyasiler de bunlara zorunlu ekleme oldular.

--Polemik olsun istemiyorum, öyle sevdiğim ve değer verdiğim arkadaş ve tanıdıklarım var ki, bu yapıların dışındaki bazı siyasi yapılar bayrağı altında mücadele ediyorlar.

--Elbette ki demokrasi, herkesin hak ve özgürlüklerini diledikleri kullanma rejiminin adıdır. Ama uygulama hiç de böyle değildir.

--Nedense bazı sözler benim beynime işlemiştir. NEFES filminin o repliği hep usumun bir kenarındadır, hiç de çıkmaz.

--"SEN UYURSAN HERKES ÖLÜR" der komutan nöbet tutan er Memed'e. Evet değerli dostlarım, bu yazıyı okuyacak, üç, beş on kişi ne ise, eğer sizler uyumazsanız ne bu vatana ne bu millete ne de bu halka bir şey olacaktır.

--Çünkü KURTULUŞ SAVAŞINDA bile, bu günün ortalık tv ekranlarında, gazete manşetlerinde dolaşanlarının rehberleri olan kişiler İNGİLİZ, AMERİKAN mandacılığı için çabalarken, Mustafa Kemal ve bir gurup yurtsever, ülkenin bağımsızlığı ve topraklarının kurtarılabildiği kadarının kurtarılması için anti-emperyalist ilk savaş için savaşıyorlardı.

--Kime oy verir iseniz verin. Ben kişilere değil, ideoloji, ilke ve sistemlere güvenirim. Çünkü, Bizim Anadolu'da derler ki: "Ağaca dayanma kurur (çürür), adama (insana) dayanma ölür" derler.,

--Kişilere methiyeler düzeceğiz derken, sistemi, ideolojiyi ve ilkeleri yok ettiğinizin farkında olarak, Atatürk Cumhuriyetine, Devletine ve kökleri bu topraklarda sulanmış yeşermiş Milletimize sahip çıkalım. Yoksa, ne diyordu komutan: SİZ UYURSANIZ, ........!...

--Bilmem anlatabildim mi?