Aslında yaşamımızda öyle şeylerden ders alıyoruz ki, bu
bizim neyi nereye koyduğumza ve neyi ne ve kim ile yaptığımıza bağlı.
--Sosyal olma adına 200 paket sigara almıştım ama, 200
adet sigara içmemiştim. Eee sosyal ortamlara başka türlü girilmiyordu ki. Ya da
iki kadeh atılmadan sohbet başlamazdı ki.
--Yine de ailem, "aman oğlum, berduş arkadaşların
olmasın, iyi ailelerin çocukları arkadaşların olsun" diye başımızın etini
yerdi.
--Gençlikte, isyankarlık var ya, "ne yani siz
dört-beş ced atanızı tanıyorsunuz diye" herkesin de öyle olmasını mı
bekliyorsunuz diye baya restler çekerdik.
--Neyse, hatasınz, gazasız, belasız o günleri atlattık
geçti.
--Gele geldik Ankara'ya Üniversite okumaya.
--O dönemler, herkes ile arakadaş, herkes ile yoldaştık.
Bizim ev yol geçen hanı gibi. Rahmetli Sevgili Mustafa Korkut ile benim
dışımda, bizim eve anahtar ile giren yoktu. Hele okul açılışları, bayramları
kızlı erkekli kaç kişi sabahlardık. gelenlerin gidecekleri yerleri yoktu ve
bizim evde sabahlıyacaklardı.
--Sevgili Hocam Serik eşrafından Hüseyin Balık öğle değil
mi.
--Bir gün, İznik dolaylarından birisi geldi, sevgili
Mustafa'nın yüzünün yumuşaklığından bize kalıyor. Misafir diye de, yemekleri,
kahvaltıları hazırlanıyor, küçücük sempati çamaşır makinizmide çamaşırlarını
yıkıyoruz. O hayatından memnun ve bizim için bunlar o kadar sıradan ki.
--Bir gün eve geç gitmem gerekti, Mülkiyelilerde adını
bile bilmediğim misafirimiz ile karşılatım. Eve geç gidecek ve ekmek
alamayacağımdan, "bir ekmek" almasını istemiştim.
--Ne dedi isem olmamış; sabah erken den fırının yolunu
tutmuştum ama, evden çıkar isen de, "akşam bu eve gelirsen", gerisini
sen bilirisin demiştim.
--Mırın kırın etti ama, "sen bilirsin" deyince,
olacakları anlamıştı.
--Biz, her şeyde olduğu gibi bazı sözleri de hemen
içselleştiriz.
--Örneğin, Ünlü İspanyol yazarı Cervantes'e ait olduğu
söylenen bir özdeyiş vardır: "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu
söyleyeyim." Bunu Mevlana'dan tutunda bir çok kişiye uyarlaması
yapılmıştır.
--Bu anlama gelecek biçimde Hz. Ali'nin de özdeyişleri
bulunmaktadır: "'Kişi kendisine benzeyenlerle arkadaşlık eder";
19. Yüzyıl'ın büyük devlet adamı ve şairi Ziya Paşa'da
Terkib-i Bend'inde "Nadanlar eder sohbet-i nadanla telezzüz
Divanelerin hemdemi divane gerekdir."/Cahiller
(densizler) cahille sohbet etmekten zevk alır. Akılsızların dostları da
akılsızlardan olur " gibi
--Anlayacağınız, hayatın akışı içinde herkes, kendisine
benzeyeni seçiyor vesselam.
--Haaa, bana uymaz, bana benzemezse de çeker atarım mı
diyorsunuz?
--Eee o zaman da, "atılan çamurların izi"nden
şikayet etmeyin
--Gerçekten, bu dönem öyle bir dönem ki, insan en
nitelikli olduğu, sosyal, ekonomik ve diğer şartlarınca en varsıl olduğu dönem.
Ama, kendisi dışında da kimesesinin olmadığı, kendini en yalnız hissettiği bir
dönem
--Sanal ortamlara bir bakın.
--Ryan Holiday, Thought Catalog’da paylaştığı “Tell Me
Who You Spend Time With, And I Will Tell You Who You Are” başlıklı yazısında:
"Facebook’unuza bakın. Bu, yalnızca sana göstermek istediğini gösteren
acımasız, sosyopatik bir şirket tarafından yaratılan ve sadece sizi sitede daha
uzun süre tutacak şeyler gösteren bir algoritma. Okuduğunuz birçok bloga bakın;
size duymanız gereken şeyi söylemiyorlar, size en çok tıklama alacaklarını
düşündüklerini gösteriyorlar. Telefonunuzda oynadığınız oyunlara ve
hayatınızdan neler aldıklarına, içine girdiğiniz anlamsız tartışmalara bakın.
Bütün bunlar farkında olun ya da olmayın sizi etkiliyor;
kararlarınızı yönlendiriyor, dünya görüşünüzü kırıp hayatınızı yiyor.
Aksine siz kendini rahatsız eden veya kendisine yeni bir
bakış açısı sağlayan kitapları seçen, kendilerini fiziksel, zihinsel ve ruhsal
açıdan zorlayıp geliştiren, hobileri olan, kendinden daha iyi, daha cömert,
daha fazla kabul edici ve hoşgörülü kişilerle vakit geçiren insanları düşünün.
Aslında, bu iki şeyin bir kombinasyonu:
1) Tanıdığınız kişiler
2) Yaptığınız şeyler
Bu iki şey hayatınızı kim haline geleceğiniz konusunda
herhangi başka bir faktörden daha fazla etkiler. Çünkü yaptığınız şeyler, birlikte
olacağınız insanları belirler ve etrafınızdaki insanlar da yaptıklarınızı
etkiler."
--SEÇİMLERİNİZ SİZİN KİM VE OLDUĞUNUZUN GÖSTERGESİDİR.
--Yok öyle işinize gelmediği zaman silip atamazsınız.
--Yoksa, "atılan çamurun izi kalır", siz de
bundan rahatsız olmayın o zaman.
--Olmaz mı?